Keşke bir kuş olsaydım, kanatlanıp uçsaydım yanınıza. Eli kolu bağlı oturmak ne kadar acı. Ne yaparsak yapalım omuz omuza olamadıkça yardımım dokunmuyor gibi hissediyorum. Buna engel olamıyorum.Hani bir söz vardır, "Nerede bir can
Aslında bu günler önce yazmak istediğim bir yazıydı. Hatta bir kaç yazım vardı paylaşacağım ancak kendimi çokta iyi hissetmediğim ve hastanelerden toparlanamadığım bir hafta içindeyim. Bu nedenle çok afilli cümleler ya da aşırı
Söyleşi türünde yazılmış olan bu kitap Sadettin Ökten ile Kemal Sayar'ın yaptığı radyo sohbetlerinin yazılı hali. Sohbetler, ruhun inceliklerini merak eden herkese kucak açıyor. Bu kitabın amacı; sözün uçup gitmesine karşı onu yazıya
 Yazmıyorsun. Yoksa yazmaktan vaz mı geçtin? İlham gelmiyor değil mi? E tabi bıktın. Hepsine cevabım sadece "hayır". Günün sonunda burası tek kişilik bir blog sayfası ve benimde bir hayatım var ve en önemlisi de
Uzun zamandır yazı yazamıyorum. Kalemim tükenmiş gibi hissediyorum. Ya da bunun gibi bir şey bilemiyorum.Ancak bugün kalbimin bir türlü inanmadığı bir şeyi gördüm. Tekirdağ'a yosun kokan yollarına gittim ve denizin o hali bir
 Güneş açmış, kuşlar ötüyor, tüm doğa uyanmış insan evladını çağırıyor adeta. Ve bizler bu güzel günlerde evlerimize kapanıyoruz pandemi yüzünden. Tüm dünyanın aşılandığı hem de maskeleri attığı bir dönemde...  Güneş açmış, kuşlar ötüyor,
Tanrıların ve kralların hüküm sürdüğü topraklarda babasının hoşnutsuzluğunun gölgesinde büyüyen Patroklos, kendisinin tabiri ile çelimsiz, beceriksiz ve silik bir evlattı. Çocukluğunda işlediği bir suç yüzünden sarayından uzak yerlere sürüldüğü zaman bile bir ölümlü
 Günü tamamen uyumadan geçirsem de bazen zamanın yetmediği hissine kapılıyorum. Hani olur ya yapılacakları tamamlamış olsak da hemen üstüne eklenenleri düşününce, o upuzun yapılacaklar listesi altında ezilme hissi... Tüm bu koşuşturma arasında kendime,