Maslow Piramidi


Belkide hepimizin duyduğu ama pekte okuma ya da araştırma gereği duymadığı bir konu "Maslow'un ihtiyaçlar piramidi." Peki siz kendinizi bu piramidin neresinde görüyorsunuz? 


Abraham Maslow tarafından oluşturulan kişilerin gereksinimleri kuramı, motivasyon kuramları içerisinde önemli bir yere sahiptir. Maslow ilk olarak "Davranışçılık" akımına ilgi duymuş cinsellik ve baskınlık üzerine araştırmalar yapmıştır. İlk çocuğu doğduktan sonra, bir bebeği gözlemleyen hiç kimsenin davranışçı olamayacağını söyleyerek bu akımdan uzaklaşmıştır. Daha sonra ise Psikoanalitiklerden etkilenmiş ama sonunda motivasyon teorisi ile onları eleştirmiş ve kendi teorisini geliştirmiştir. Bu kurama göre, insanların motivasyonu dış faktörlerden ziyade kişinin kendi içindeki ihtiyaçlarına dayanmaktadır. Bu ihtiyaçlarda bir hiyerarşi içinde gruplandırılmaktadır. 

Maslow'a göre insan ihtiyaçları bir sıradüzen içinde görülür ve bu sıradüzen içinde fizyolojik ihtiyaçlar ilk basamakta yer alırken, kendini gerçekleştirme ihtiyacı ihtiyaçlar basamağının en üstünde yer alır. Fakat yine Maslow'un görüşüne göre insanların büyük bir çoğunluğu ihtiyaçlar basamağının ilk üç basamağındaki ihtiyaçlar olan; fizyolojik, güvenlik ve sosyal ihtiyaçlarını düzenli bir şekilde giderebilirler; saygınlık ihtiyaçlarının ve en son basamak olan kendini gerçekleştirme ihtiyacı çok az sayıdaki insan tarafından karşılanabilir.

Güdüleri bir piramide benzeten Maslow, bu güdüleri birbiri üzerine çıkan merdiven basamağı şeklinde belirtmiştir. Bu sıralamaya göre; ihtiyaçlar güçlüden zayıfa doğrudur. Yani insan için en güçlü güdüleyici etken fizyolojik ihtiyaçları, en zayıfı ise kendini gerçekleştirme ihtiyacıdır. Üst düzeydeki ihtiyaçlar nispeten karmaşık ve giderilmeleri alt düzeydekilere göre daha zordur. 

İhtiyaçlarımız, davranışları başlatan ve devam ettiren güçlerdir. Bu hiyerarşi içinde öncelikli olan ihtiyaçların giderilmesi zorunludur. Giderilmeleri halinde üst ihtiyaçların giderilmesi sorunu belirir. Böyle bir sorun bireyde bazı fizyolojik değişiklikler ortaya çıkarabilir. 

Maslow'a göre insan arzulayan bir yaratıktır, daima ister ve daha çok ister. Adeta dipsiz kuyu, kara delik... Fakat insanın ne istediği o anda sahip olduklarına bağlıdır. Bir ihtiyaç karşılandığında yerini bir diğer ihtiyaç alır. Bu süreçte insanın yaşamı boyunca devam eder. 

Daha iyi anlayabilmek adına Cüceloğlu'nun İnsan ve Davranışı kitabından bir örnekle açıklayacağım. "Bir gemi kazası sonucunda kendinizi bir adada buluyorsunuz. Açsınız, susuzsunuz, elbiseleriniz yırtılmış ve hava soğuk. Bu durumda, - Aman elime kalem kağıt alayımda, şu adaya gelişimi ve ilk günlerimin romanını yazayım - diye düşünmezsiniz. Büyük bir ihtimalle açlıkla, susuzlukla, soğuktan korunmayla ilgili temel gereksinmelerinizi karşılamaya çalışırsınız. Bunları karşıladıktan sonra, kendinize bir kulübe yapıp, adada olması muhtemel yırtıcı hayvanlardan kendinizi korumaya çalışabilirsiniz. Daha sonra - Acaba etrafta birileri var mı?- diye düşünmeye başlar ve diğer insalarla iletişim kurmanın yollarını aramaya koyulursunuz. Ancak diğer insanlarla iletişim kurduktan sonra toplumun bir parçası olmayı amaçlar ve toplumun gözde bireylerinden biri olmaya çalışırsınız."

Belirtilen ihtiyaçlar aslında birbiri içine geçmişlerdir. Öyle keskin çizgilerle ayrılmamışlardır. Yani bir ihtiyaç tam olarak karşılanmamışken yada karşılanmaya çalışılıyorken bir başka ihtiyaç ortaya çıkabilir. 

Birazda piramit basamaklarını tek tek açıklamaya çalışalım;

1. Fizyolojik ihtiyaçlar; Bireyin yaşamını sürdürebilmesi için hayatı boyunca gidermek zorunda olduğu; oksijen, yemek, içmek, barınmak, dinlenmek, korunmak, uyku, cinsellik gibi ilkel ve temel ihtiyaçlardır. Bu piramit içinde en güçlü basamak budur. Yani aç bir insanın başka bir şeye ihtiyaç hissetmemesi gibi.

2. Güvenlik ihtiyaçları; Fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması ile, daha üst düzeyde bir ihtiyaç olan güvenlik ihtiyaçları bireyin davranışları üzerinde etkili olmaya başlar. Güvenlik ihtiyaçları; fiziki tehlikelerden korunmak, ekonomik güvenlik şeklinde açıklanabilir. Mesela; çalışma hayatına yeni başlamış bir insanı düşünün, hayatını sürdürebilmek için gerekli ücreti almak çok önemli bir faktör iken, daha sonraları iş güvencesi, sigorta, emeklilik gibi faktörler daha önemli hale gelmeye başlar.

3. Sevgi ihtiyaçları; Piramidin ilk iki basamağındaki ihtiyaçlarını düzenli bir şekilde gerçekleştiren bir birey artık başka insanlarla bir arada olmak, başkaları tarafından kabul edilmek, arkadaş olmak, çevresini etkilemek, sevmek, sevilmek ister. Bunun içinde artık sosyal guruplara dahil olmaya çalışırlar.

4. Saygınlık ihtiyaçları; Artık bir gurubun içinde bulunan ve sevilen insan, gurup içinde ve dışında takdir edilmek ve değer görmek ister. Bu basamakta da, kendine güvenme, başarma, rekabet edebilme, bilgili olma, kendine saygı duyma, bağımsız ve hür olma gibi ihtiyaçlarını karşılamak ister.

Saygınlık ihtiyacının az sayıda insan tarafından karşılanması sebebiyle, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en üst basamağı olarak belirttiği "Kendini Gerçekleştirme" aşamasına çok az sayıda insan ulaşabilmektedir. 

5. Kendini gerçekleştirme; Bu aşamaya kadar gelebilmiş biri için kendini gerçekleştirme ihtiyacı davranış üzerindeki etkisini sürekli ve arttırarak devam ettirebilir. Çünkü kendini gerçekleştiren insan kendi potansiyelini ve güçlerini keşfetmek için sürekli bir çaba içinde olur. 

İhtiyaçlar hiyerarşisinin zirvesinde yer alan kendini gerçekleştirme ihtiyacı, bireyin kendi potansiyelinin yani "gizli güçlerinin" farkına varması, bir işi yalnız başına yapması, yaratıcı olabilmek için kendini sürekli bir gelişime tabi tutması ile ilgili ihtiyaçlarıdır. Bu ihtiyaç kişiden kişiye ve içinde bulunulan topluma göre değişiklik gösterir. 

Kendini gerçekleştiren bir birey, özellikleri ile diğer insanlardan farklılaşmış ve Maslow'a göre de alt düzeydeki güdülenmelerden ayrılmış ve tamamen insanın gelişmesine yönelik bir güdülenme bu kişiye hakim olmuştur. Yani bir nevi üst insan olmuştur. Kendini geliştiren insanın kişiliği de değişir. Bu insanların özellikleri ise şu şekilde sıralanabilir;

* Kendilerini ve diğer insanları oldukları gibi kabul etme.

* Ben merkezliden problem merkezli olmaya yönelme. Yani toplum için önemli gördükleri problemleri gidermeye çalışmak. Bencil olmamak.

* Hayata objektif bir açıdan bakabilme.

* Yüksek düzeyde yaratıcılık.

* Düşünce ve davranışlarında spontan olma.

* Birçok insandan farklı olarak daha derin ilişkiler kurma.

* Özerklik, çevreden bağımsızlık.

* Kültüre uymaya direnme. Aslında amaçları gelenek ve göreneklere karşı çıkmak değildir. Burası yanlış anlaşılmamalı. Daha çok bunu ayrı ve kişisel olabilmek adına yaparlar. Yalnız kalmak isterler ve yalnızlıktan korkmazlar. Çevreden biraz uzak durmaları nesnel olmalarını sağlar.

* Şakadan anlama.

* Araçlarla amaçları ayırt edebilme.

* Demokratik bir kişiliğe sahip olma. İnsanlara ulus, ırk, dil, din, aile gibi sınırlamalara bağlı kalmadan saygı duyma, onlardan bir şey öğrenmeyi isteme.

* Tehlikesiz ve güvenli yöntemlere bağlanıp kalmaktan çok yeni şeyleri denemeye çalışma.

* Hayatı bir çocuğun yaptığı gibi tam anlamıyla konsantre olarak ve tümüyle içinde olarak yaşama.

* Deneyimleri değerlendirirken, geleneklerin, otoritenin veya çoğunluğun sesini dinlemek yerine kendi duygularını dinleme.

* Dürüstlük, hileden ve rol yapmaktan sakınma.

* Sorumluluk kabul etme.

* Görüşleri çoğunlukla uyuşmuyorsa popüler olmaya çalışmama.

* Kararlaştırdığı işi yapmak için çok çalışma.

Bireyin kendini gerçekleştirmesinin anlamı, iş ve özel yaşamında gerçekleri ve kendisini daha rahat ve objektif olarak algılayabilmesidir. İnsanların çoğu doğuştan kendini gerçekleştirme eğilimine sahiptir. Ancak çok azı bunu gerçekleştirebilmektedir. 

Yararlandığım Kaynaklar

Cemalettin Parıltı, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramında kendini gerçekleştirme ihtiyacı, Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F.

Doğan Cüceloğlu, İnsan ve davranışı

0 yorum