Önceki yazımda da belirttiğim gibi Trakyayı yok etmeye çalıştıklarını hala düşünüyorum.
Yıllarca bir çok medeniyete beşiklik etmiş Trakya gerek insanı ile gerek havası ile ve gerekse doğası ile huzurun, sevginin ve paylaşımın tek adresi olmuştur. Kim ne derse desin, Trakya insanı sevecendir, alyanaktır, her daim güleçtir. Doğasına sevdalı, rahatına düşkündür...
Şimdi gelmişler rahatımızı bozmak istiyorlar. Bu yapılan katliam değilde nedir?
Doğaya, tarıma yapılacak her katliam insana da dönecektir bir gün. Sırf daha fazla kazanmak için geleceği tehlikeye atanlar, verecekleri zararın nokta kadar farkında değiller.
Trakya halkı termik santral istemiyor!
İnsan doğası gereği hep bir kıyaslama içerisinde yaşar. Bu çoğu zaman kişiler tarafından fark edilmeden gerçekleşir. Özellikle nesnel olarak algıladığımız her şeyi kıyaslarız. Tabi ki herkes "daha iyi"yi ister. Daha iyi bir ev, daha iyi bir iş, daha iyi bir maaş, daha iyi kıyafetler... Peki ama kime göre, neye göre iyi?
Kıyaslama yapmak zamanla kontrolden çıkabilen bir davranıştır ve toplumsal yaşamın üzerimizdeki etkisini gözler önüne serer.
Sonuçta insanoğlu, ister istemez etrafından etkilenir. Sanırım bu dünyaya gözlerimizi açtığımız ilk günden itibaren süregelen bir olay. Kadınlar mağaralarının büyüklüğünü, erkekler avcılığının yırtıcılığını, kendi bilek güçlerini kıyaslar mıydı bilinmez ama kulağa çok da uzak bir ihtimal gibi gelmiyor.
İnsan yeniliklere çok çabuk ayak uydurabiliyor ve zamanla faydalı veya eğlenceli olan her şeyi kendi aleyhine çevirmeyi başarabiliyor. Olduğundan farklı ve abartılı görünmeyi seven insan canlısı için de sosyal medya adeta kaçınılmaz bir hazine oldu.