Küresel atık miktarını azaltmak zorundayız. Tabi bunu yapabilmek için öncelikle aşırı bir şekilde yapılan tüketimi azaltmalıyız ve beraberinde satın aldığımız tüm ürünlerin geri dönüştürülebilir nitelikte olmasına da ayrıca dikkat etmeliyiz.
Artık işimize yaramayan ya da çalışmayan bir şeyi çöp olarak görüp atmak yerine kullanılabilir yeni bir ürüne dönüştürmek, her yıl küresel olarak ürettiğimiz 1,5 milyar ton atık miktarını azaltabilecek en güçlü hamlelerden biri aslında. Böyle yüksek seviyelerde atık üretiyor olmamızın başlıca sebebi; satın aldığımız ürünlerin yüzde 99'unu, takip eden 6 ay içerisinde çöpe atıyor oluşumuz. Hızla artan dünya nüfusu ile birlikte tüketim ihtiyaçlarımız ve atık miktarımız da haliyle katlanarak artıyor. Öyleyse, sıfır atık felsefesi ile harekete geçip sadece 6 aylık kullanım ömrü olan ve çöpe atıldığında çevreye büyük zararlar veren bu ürünleri yeniden kullanılabilecek şekilde tasarlayabiliriz.
Geri dönüşüm sadece çöp miktarımızı düşürmekle kalmıyor, hızla tüketmekte olduğumuz doğal kaynaklara duyulan ihtiyacı da belirgin oranda azaltıyor. Doğal kaynakların dengeli kullanımı için madde döngüsünün devam ettirilmesi gerek. Yaşamın devamlılığı, doğal zenginliklerin tekrar kullanılmasına bağlı. Yani canlı ve cansız unsurlar arasındaki madde ve enerji dolaşımının zarar görmemesi gerekiyor. Yaşam için gereken su, oksijen, azot, fosfor ve karbon gibi temel maddeler canlılara, yaşadıkları ekosistem tarafından sağlanır. Bunları bir süre kullanıp, çeşitli şekillerde aynı ekosisteme iade ediyor, başka bir deyişle bir tür geri dönüşüm uyguluyoruz. İşte bu alışverişe madde döngüsü deniyor. Örneğin; karbon döngüsünde canlılar başlıca karbon ihtiyacını karbondioksitten karşılıyor, çevrimi atmosfer, litosfer ve hidrosfer arasında gerçekleştiriyorlar. Tüketilen karbonu ekosisteme iade etmiyor olsaydık, fotosentez giderek azalır ve bitkilerin organik madde üretme olanakları kalmaz, besin zinciri de zarar görürdü.
Geri dönüşüm, özellikle de su, mineraller, kağıt ve kereste üretimi için kullanılan ağaçları tüketme hızımızı önemli oranda etkiliyor. Ayrıca çöplerin azaltılması demek, onlar için gereksinim duyulan enerji ihtiyacının da azaltılması anlamına gelmekte. Günümüzdeki geri dönüşüm yöntemlerinin çoğu, bir ürünün sıfırdan üretilmesi esnasında kullanılan enerjiden daha az miktarda enerji kullanımıyla sürdürülmekte. Tüm bunların hepsi bir yana, bizim çöp olarak nitelendirdiğimiz atıklar, işlenip geri dönüştürülebildikleri takdirde, aslında hem ulusal hem de küresel anlamda değerli bir hammadde kaynağı olabilir.
Geri dönüşüm üç önemli aşamadan oluşuyor. İlk adım, geri dönüştürülebilir ürünler kullanmayı tercih etmek ve bunları toplayıp geri dönüşümün sağlanacağı tesislere ulaştırmak. ikinci adım, tesislerde gerçekleştiriliyor; toplanan ürünler türlerine göre ayrılıyor, temizleniyor. Ve son olarak, yeni bir materyale dönüştürülebilmesi için işlemden geçiriliyorlar. Ama süreç her zaman bu kadar zahmetli olmak zorunda değil.
Ülkemizde çöplerin %36,4'ü organik atık kategorisinde. Bunlar doğada mikroorganizmaların yardımı ile kolayca bozulup temel bileşenlerine ayrılabilen atıklar. Yani çevreye verdikleri zarar az olmasına rağmen, geri dönüştürülebildikleri takdirde hem kirliliği önlemiş ve çöp miktarını azaltmış hem de toprağa bitkiler için gerekli olan besin elementlerini iade etmiş oluyoruz. Organik atıkların da en iyi kullanım şekli, gübre üretimi. Gübre, bir ekolojik sistemde toprak verimliliğini arttıran ve sürekli kılan en önemli faktörler arasında.
Atık kağıtlar ise, çöplerimizin %19,7'sine karşılık gelmekte. Kağıt, kolayca geri dönüştürülebilen, yeni kağıt imalatında kullanılabilecek ekonomik değere ve kendine özgü bir geri dönüşüm pazarına sahip olan değerli bir hammaddedir. Yani aslında kağıt bir çöp değildir. Bunların çöpe atılmasını önlemek hem katı atıkların taşınıp bertaraf edilmesinden doğan masrafları azaltıyor, hem de kolayca geri dönüştürülebilmelerini sağlayıp yeni kağıt üretimi için kesilen ağaçların sayısını azaltıyor. Bu sayede dünyamız daha yeşil kalıyor.
Atık sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda ekonomik bir kayıp. Bu yüzden birey olarak bizlere de bir çok sorumluluk düşmekte. Dünya sadece senin ya da benim değil, hepimizin! Onun için "Azalt- Tekrar Kullan- Dönüştür" diyoruz!
0 yorum