Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir kadınla aynı dili konuşamasak da, aynı duyguları paylaşıp hissedebiliyoruz. Durmadan kadınların düşmanının erkekler olduğunu söylüyoruz. Bir açıdan burada da haklıyız. Erkeğin kadına uyguladığı şiddet göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Ancak kadının bu dünyada ki büyük düşmanlarından biri yine kadındır.
Kadınları erkek şiddetinden korumak için bir çok savaş açtık, bence kadının kadına olan şiddeti için de bir farkındalık yaratmalı ve bu gibi durumlar içinde savaşmalıyız.
Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olabilmek için verdiği mücadele 8 Mart 1857 yılında başlar. İşte o gün New York da 40.000 kadın dokuma işçisi daha iyi çalışma şartlarına sahip olabilmek adına grev başlatmış. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da fabrikada çıkan yangın sonucunda kurulan barikatlardan kaçamayan 129 kadın işçi can vermiştir. Her yıl kutlanan ya da kutlanmaya çalışılan 8 Mart Dünya EMEKÇİ Kadınlar Gününün üzücü hikayesi bu şekilde başlamıştır.
Trakya'da 'kömür modası'na uyan bir çok enerji şirketi, salgın halinde termik santral projelerine yönelmeye başladı.
Şarköy'den M. Ereğli'ye, İğneada'dan Ergene'ye kadar Trakya'nın dört bir yerine termik santral kurulmak isteniyor. Bu da Trakya halkını endişelendiriyor.