Kadın Kadının Kurdudur

Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir kadınla aynı dili konuşamasak da, aynı duyguları paylaşıp hissedebiliyoruz. Durmadan kadınların düşmanının erkekler olduğunu söylüyoruz. Bir açıdan burada da haklıyız. Erkeğin kadına uyguladığı şiddet göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Ancak kadının bu dünyada ki büyük düşmanlarından biri yine kadındır. 

Kadınları erkek şiddetinden korumak için bir çok savaş açtık, bence kadının kadına olan şiddeti için de bir farkındalık yaratmalı ve bu gibi durumlar içinde savaşmalıyız.


Neden? Çünkü ezelden beri kadını en çok yine bir kadın incitebiliyor. Çünkü sadece bir kadın başka bir kadına iltifat ederken onu aşağılamayı becerebiliyor. Ve yine bir kadın başka bir kadının en gizli sırlarını öğrenebilmek için en iyi arkadaş numarası yapabiliyor...

Erkek dediğin ise psikolojik sorunları yoksa dümdüz bir karaktere sahip. Arkadan iş çevirmeye üşeniyor, aklına geleni söylüyor. Entrika çevirmeyi bileni ise oldukça az. 

Tüm bunlara rağmen yine kadın gardını erkeğe karşı alıyor. Erkekten gelecek kazıklara o kadar adapte olmuş ki hemcinsinden yiyeceği kazığı görmüyor bile hatta gelebileceğini bile düşünmüyor. Hayattaki tüm kazıkları kadınlardan yese de o gene erkeklerden bilmeye devam ediyor.

Tabi ki de erkeğin kadına yaptığı saygısızlığı, şiddeti inkar edemeyiz. Bu zaten kendi başına apayrı bir konu. Burada değinmek istediğim bütün bunlara isyan ederken hiç düşündünüz mü kadının kadına yaptığı şiddeti?

Mesela şöyle düşünün, aşağıda ki soruların kaçına kadın cevabını veriyorsunuz;

  • Bugüne kadar hakkınızda çıkan dedikoduları kadınlar mı yoksa erkekler mi çıkarmıştır?
  • Bir kadın çalışana kadın yönetici mi yoksa erkek yönetici mi daha sabırlı davranır?
  • Bir kadın aynı kıyafeti üst üste iki yada üç gün giyerse ardından türlü laflar çıkaran kadın mıdır yoksa erkek mi?
  • En acımasız eleştiriyi yapan kimdir peki kadın mı, erkek mi?
  • Denize girmekte olan kadının selülitleri ile dalga geçen bir kadın mı yoksa erkek mi?
  • Çalışmayan anneleri tembellikle suçlayan ve çalışan anneleri çocukları ile ilgilenmemekle suçlayan kimdir?
Ve yine bir kadın değil midir, kızının eline erkek eli değdi diye namus adı altında ölmesi gerektiğini düşünen?

Toplumumuzda ne kadar komik çekişmeler olduğunu düşünsek de, vahim sonuçlar doğurabilen gelin-kaynana ya da gelin-görümce çekişmelerini düşündünüz mü?

Birbirlerinin mutsuzluklarından keyif alan kadınları?

Bir kadın tacize uğrasa gene bir kadın değil mi şunu söyleyen; "hak etmişti, etek giymeseydi, açık dolaşmasaydı, orada olmasaydı, çok gülüyordu zaten"
Aynı şeyler tesettürlü kadınlar içinde denmiyor mu "medeniyetsizler, örümcek kafalılar, modern zamanda bu nedir, cahiller" diye.

Başınızı bilinçli bir şekilde kaldırıp etrafınıza baktığınızda göreceksiniz bunların olduğunu. Ve fark edeceksiniz ki sizde bu gibi durumlara maruz kalıyorsunuz. 

Öz güveni eksik olan kadın(lar), çevresindeki tüm güzel, kendine güvenen, akıllı kadınları adeta potansiyel bir tehlike olarak gördüğü gibi, bu kişileri iyice tanımadan onlara mütemadiyen düşman gözü ile bakıyor. Bu düşmanlık özel hayatta olduğu gibi iş hayatında dahi sürüyor.

Birbirlerine hem fiziksel hemde psikolojik şiddet uygulayan bu kadınlar sonsuza dek, öz güveni olmayan, kavgacı, dedikoducu, kıskanç bir kişilikle hayatlarını sürdüreceklerdir. Bu kadınların yetiştirdikleri genç kadınlarda kendileri gibi olacak böylece şiddet sonsuz olacaktır.

Bütün bunlar ve daha fazlası kadının kadına yaptığı ağır şiddetlerdir. Yakınımızdaki kadına bu kadar acımasızken toplum içinde, sosyal medyada ya da başka yerlerde kadın haklarından, kadına saygıdan bahsetmemiz ne kadar ironik duruyor. Kadına en büyük kötülük yine kadından geliyor, zararımız hep kendimize oluyor.


0 yorum