Neoliberalizm ile içimizdeki canavar ortaya çıktı. Kimliklerimizi baskılardan uzak ve yeterince sarsılmaz olarak görüyoruz. Ancak gözlemlediğim kadarı ile, ekonomik değişimin yalnız değerlerimizin değil, kişiliklerimizin üzerinde de büyük etkisi olmuştur. Kısaca şöyle diyeyim; liyakata dayalı neoliberalizm belirli kişilik niteliklerini onaylar, kalanlarını ise cezalandırır.
Çerkezköy'de meşe ormanlarına yapılması planlanan termik santrale karşı mücadele hala devam ederken, Trakya yeni bir termik santral tehdidiyle daha karşı karşıya. Şimdide Kırklareli'nin tarım arazilerine kömürlü termik santral yapılması planlanıyor. Bu termik santrali kuracak olan şirket Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvurarak proje için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini başlattı. Tabiki bu projeye itirazlar gecikmedi. Trakya'nın da yeterince su, hava ve atık kirliliği bulunmakta, bir de buna termik santral eklenirse, sonucu tahmin bile edemiyorum.
Yapay zekanın yükselişi bir çoğumuz için gerçekten çok sinir bozucu. Sanırım yapay zekanın oluşundan biraz tedirginiz. Belki de yapay zeka ile ilgili tedirginliğimizin sebebi, 21. yüzyılın, bir kuruluş ile ilk defa etkileşime geçen ya da "nous" yani zekanın ilk defa görüldüğü bir yüzyıl olmayacağı gerçeğinden kaynaklanıyor olabilir. Sonuçta, insanoğlu böyle bir olayın doğrudan varisi olacak. Birçok insanın, insansı makineler fikrinden dolayı tehdit altında hissetmesinde, bu makinelerin bazı açılardan insanlar gibi olacağı düşüncesinden kaynaklanmıyor mu zaten?