Son zamanlarda bu kulaklar aşırı sahte kahkahalar duymaya başladı. Aşırı ses tonları, çığlık atarcasına gülmek. Ben bu insanlara genellikle habeş maymunu diyorum. Belki bilirsiniz habeş maymunları feveran hareketleri ve çığlık çığlığa dolaşmaları ile bilinir. Kulak tırmalarlar.
Sürekli çığlık ata ata gülen insanlara her zaman üzülürüm çünkü bu insanlar mutsuzluğun en dibindedirler. O kadar batmışlardır ki, her şeyi o kadar batırmışlardır ki, etraflarına hep en mutlu benim imajını vermek isterler. Böyle olunca da çıkmaz bir sarmala girerler.
Bu hareketleri de etraflarında gördükleri sakin ve mutlu insanları kıskandıkları için yaparlar. Derler ki, sen mi mutlusun, hayır en mutlu benim, aşırı hemde! Ama durum tam zıddıdır.
Kıskançlık insanlarla olan ilişkilerimizi çok etkiler. Sağlıklı bir iletişim kurmamızı güçleştirir.
Mesela birine hayranlık duymak, onlar gibi başarılı olmayı istemek, kıskançlıkla aynı şey değildir. Bu karıştırılmaması gereken bir konudur. Bakmak ve görmek kadar ayrı bir kavramdır. Hayran olmak, onlar gibi başarılı olmak güzel bir yol açarken; kıskançlık taklitçiliği getirir ve kıskanan insan karşısındaki insanın hayatını mahvetmek ister. Çünkü onu mahvederek onun hayatındakilere sahip olma isteğini duyar.
Bir arkadaşınız sizden daha başarılı oldu diye acı ve öfke ile dolmanız hiçte normal bir his değildir. Peki sevgili dostum senin böyle bir anın oldu mu? Eğer böyle bir his içinde kavrulduysanız kıskanç olmanın ne demek olduğunu biliyorsunuz. Ama artık bu duyguyu bir kenara bırakmanın vakti de geldi.
Bu yıkıcı duyguyu ardımızda bırakıp yolumuza devam etmemiz gerekir.
Haydi kendimize bir de bu soruyu soralım; bizim başaramadığımızı yapmış kişileri neden kendimizden daha üstün görüyoruz?
Herkesin farklı olduğunu ve bu farklılıklarımızın bizi eşsiz kıldığını görebilmeliyiz. Hiç kimse de sizin yapmak istediğiniz bir şeyi başardı diye sizden üstün değildir.
İstediğimiz şeyleri başarmanın yolu kendimize güvenmekten geçer. Ve gözlemlerime göre de kıskanç ve taklitçi insanlar hem mutsuz hem de özgüvensiz. Belki aynı yerde çalıştığınız bir arkadaşınız, sizin kendinize koyduğunuz hedefe ulaşmıştır ama sizin yolunuz muhtemelen onunkinden farklı olacaktır.
Sizde olmadı diye hasetlenip, kıskançlık yaparak taklit yoluna girmek yerine orijinal olup kendi yolunuza girmeniz gerekir. Nasıl her bir parmağın izi farklı ise insanların kaderleri de, yapabilecekleri de farklıdır. Herkes aynı yolu yürüyemez.
Başka insanların sahip olmadıkları özelliklere sahipken neden durmadan onları kıskanıp taklit ediyorsunuz? Neden kendinize olan özgüveniniz bu kadar dip noktada?
Başkalarını yargılamak ve onların hayatına sahip olmaya çalışmak, hedeflerinize ulaşmanızda size yardımcı olmayacaktır, bana inanın. Kendinize odaklanın. Beceri ve yeteneklerinize güvenin ve hayallerinize ulaşmak için kendi yolunuzda elinizden geleni yapın. Hayatınızı istediğiniz yönde yaşamanız için kaynaklara sahipsiniz, sadece o kaynakları nasıl kullanmanız gerekiyor bilmiyorsunuz. Büyük ihtimalle kıskançlık ve taklitçilik yüzünden de doğru kullanmıyorsunuz.
Şunu unutmamak gerek ki, kimse ilginizi sizin kadar hak etmez. İstediğinizi elde etmek için önce kendinize bakmanız lazım.
Sevgili dostum, biliyorsun ki insan evladı rekabete alışkın. Şu da bir gerçek ki, rekabet, kıskançlığı arttıran faktörlerin bir diğeri. Bir şeyi herkesten önce başaranlar, o kişiye bakıp kullandıkları stratejiyi küçümsemeye iter bizi. Ama dediğim gibi o insanın yaptığı bize başarı getirmez. Dahası, istediğinizi elde etmek için başka insanların üzerine basmak sizi ne kadar mutlu edecek? Bir çoğunuz buna hayır diyecek ama bunu yapmaya belki de devam edecek. Başarılı olsanız bile mutlu hissettirmeyecek.
Bir an evvel ne yapmak istediğinize yönelmeniz ve bunun üzerine düşünmeniz çok iyi olacaktır. Tabi kendinizle baş başa kalabilirseniz. Bir çok insan bunu yapamaz. Kendisi ile baş başa kalıp eğlenemez ve mutlu olamaz. Bu yüzden zaten önce kıskançlık sonra da taklitçilik başlar. Çünkü siz kendinizle kalamadıkça düşünemez, düşünemedikçe de kendinize özgün fikirler, yollar çizemezsiniz.
Bütün enerjinizi başkalarını kopyalamaya değil, kendinizi aşmaya harcayın. Gelişin. Dünyanız değişsin. Koyduğunuz hedeflere ulaşmanın yolu budur.
Elinizdeki kaynakları doğru kullanın, hatalarınızdan ders alın ve kendinize ait olan, sizi hayallerinize götürecek eşsiz yolu izleyin. Hayran olun ama kıskanmayın. Öğrenin ama yok etmeyin.
Kendinize iyi bakın.
Yine başka bir yazıda görüşmek üzere.
0 yorum