Günü tamamen uyumadan geçirsem de bazen zamanın yetmediği hissine kapılıyorum. Hani olur ya yapılacakları tamamlamış olsak da hemen üstüne eklenenleri düşününce, o upuzun yapılacaklar listesi altında ezilme hissi... Tüm bu koşuşturma arasında kendime, ne zaman az da olsa bir vakit ayırabileceğimi bilememenin yarattığı baskı altında olma hissi...
Tüm bu hisler meşgul olmaya dair. Önceki yazımda zaman algısını konuşmuştum, bu yazımda da sizlerle birlikte hayatta meşgul olduğumuz şeyler hakkında paylaşım yapmak istiyorum. Bence meşgul olmanın iki yüzü var.
Biri; iyi olan yüzü, gece uykularımızı kaçıran, düşündükçe daha fazla ilham veren ve damarlarımızda akan kana kadar heyecanını hissettiğimiz bir taraf. Bizi dünyaları keşfetmişizçesine hafifleten, her nerede ve nasıl olursak olalım o meşguliyete takılı kaldığımız ve çözülünceye kadar aklımızı, kalbimizi esir eden o keşif süreci. O çok önemli buluşların yapılmasına yol açan meşguliyetin yakamızı bırakmayan o yüzü. Bunlar çok güzel deneyimler, size hayatta bir işe yaradığınızı hissettirir ya da dünyada bir amacınızın olduğunu gösterir.
Diğer yüzüne gelecek olursak; burası biraz daha karanlık ve boğucu yanı. Dengeyi bulamadığımızda bizi korkuların esiri yapmaya oldukça müsait. Mesela meşguliyetlerimizin bu yanında dediğimiz ilk cümle var ki o da "Bunaldım" ya da "Yapamıyorum" veya "Yetişemiyorum" en son da "Ben çok sıkıldım" gibi cümleler demek var.
İşte bu karanlık taraf, onlarca güzel sonuçtan bizi uzaklaştıran, nasıl ve nedenlerle aklımızı karıştıran yüz. Çoğunlukla vazgeçmemize sebep olan, bazen arkamıza bakmadan kaçmamıza, bazen de "Başkası düşünsün" diyerek bir kenara bırakmamıza neden olan... Üzerine gitmek yerine bizi geri iten fırtınalar gibi. Görünürde yıkıcı olmayan ama bir kere "Vazgeçtim" dediğimizde meşguliyetin bizi vazgeçmeye iten o karanlık yüzü...
Peki meşgul olmaya nasıl yaklaşacağız? Sürekli bir meşguliyet ne kadar doğru olur? Hayatım boyunca yapacak çok şey buldum kendime ama büyük ama küçük. Mesela şuan yazdığım bu yazı dahi yaptığım küçük işlerden biri tabi bunu özel hayatım içindeki yaptığım işlerden sayabiliriz. Her bir yazının başlığı farklı olmalı ve her bir yazı okuyana farklı bir duygu geçirmeli... Düşündürmeli, farkındalık sağlamalı ve hayatına bir şey katmalı... Yazılarımı yazmadan önce düşündüklerim genellikle hep bunlar oluyor.
İnsanlara nasıl yardımcı olurum? Madden ve manen... İşte bunlar benim özel hayatımdaki büyük işlerim. Bu meşguliyetin en güzel yüzü; heyecan ile okumaya, araştırmaya ve öğrenmeye iten yüzü. Diğer insanları, diğer konuları, "Öyle demiş, şunu yapmış"ları bir kenara ittiren yüzü ve hatta bunun gibi konulara kafa yordurtmayacak kadar güzel bir yüzü diyebiliriz.
Bununla ilgili sizinle "Kesin inançlar" isimli kitaptan bir bölüm paylaşmak istiyorum;
"Bir insanın işi meşgul olmaya değerse, o insan muhtemelen kendi işi ile meşgul olur. Fakat öyle değilse, o kişi kendi anlamsız işleri yerine, başkasının işiyle meşgul olur.
Başkasının işini dert etmek şu şekilde ortaya çıkar; dedikodu yapmak, kirli çamaşırlar aramak, başkalarının işine burnunu sokmak ve ayrıca toplumsal, milli ve ırksal konulara aşırı ilgi göstermek. Kendinizden kaçıp uzaklaşmak sureti ile ya komşunuza yük olur ya da onunla gırtlak gırtlağa geliriz. "
Hayat akışımız bize özel tanınmış olan çok güzel bir tablo gibidir. Ne renk olacağı, nasıl olacağı ve hangi renklerin karışımı ile yapılacağı tamamen bize kalmıştır. Hayata dair meşguliyetlerimiz de işte tamamen böyledir. Bazılarımız okumak ile meşguldür, bazılarımız yazmakla meşguldür, bazılarımız seyahat etmekle meşguldür, bazıları planlamak ile, organizasyon ile, bazılarımız iyi bir anne olmakla meşguldür, bazılarımız spor yapmakla meşguldür... Meşgul olmak istediğinizde gerçekten yapacak bir şey bulmak ya da uygun bir konu bulmak çok kolaydır.
Meşgul olmak işte tamda bu yüzden çok güzeldir. Hele ki bu meşguliyetler sadece kendimize değil, tüm insanlığa ve hatta kendimiz dışında sadece bir kişiye bile yarar sağlayabiliyor ise. Hele ki kendinizden de daha büyük bir hedefe hizmet ediyor ise çok ama çok daha güzeldir!
Şimdi şeytanın arka bahçesinde oynayıp ruhunuzu kirletmekten vazgeçin ve kendinize bir meşguliyet bulun.
blog yazısı
karantina
karantinada ne yapabilrim
karantinada yapılacaklar
karantinada yapılacaklar öneri
kişisel blog yazısı
meşgul olmak
meşguliyet edinmek
yazı yazmak
yoga yapmak
0 yorum