Sana iyi gelen neydi?

 


Yazmıyorsun. Yoksa yazmaktan vaz mı geçtin? İlham gelmiyor değil mi? E tabi bıktın. 

Hepsine cevabım sadece "hayır". Günün sonunda burası tek kişilik bir blog sayfası ve benimde bir hayatım var ve en önemlisi de hayatımın yarıdan çoğunun dolduran bir işim. Kendime yarattığım nadir anlarda sadece kitap okudum ve birazda kafamı dinledim. Hepsi bu.

Ve düşündüm ki artık ufak ufak geri gelmeliyim. Yakında bu sayfayı daha farklı ve daha çok aktif göreceksiniz. Artık tek kişilik kadro olmaktan çıkıyor :) Bu nedenle de aklıma bir soru geldi ve bugün bir farkındalık sorusu ile başlamak istedim. Bildiğiniz gibi üzerinde çalıştığım konularda konuşmayı ve yazmayı çok severim. Yüzleştiklerimin üzerinden yola çıkarak, ortaya çıkan şifanın üzerinde düşünmek bana çok iyi gelir. Her ne kadar yüzleşmek sancılı ve ağrılı olsa da eninde sonunda iyileşmek kaçınılmaz olur. 

Mesela bedeninde bir rahatsızlık vardır ve çok acı çekersin. Bu acıya da hiç bir şey engel olamaz. Sonra bir gün canına tak eder ve ameliyat kararı alırsın. İşte bunun ardından gelen o zihinsel acı... Durmadan kafanda dönen sorular, "Doğru mu yaptım? Beklese miydim? Belki ilaç tedavisi vardı..." Acabalar... Kararsızlıklar... Sonunda ameliyatı oluyorsun ve müthiş bir acı, iyileşme sancılı, ama her acıda olduğu gibi bu da bir kaç gün sonra geçiyor. Benimki de bu hesap gibi işte.

Yaşadığım onca deneyim acı çektirse de her birinin sonunda aldığım ders, üzerlerinde düşündüğümde yaptığım çıkarımlar bana iyi gelmiş ve geliyor da. Bir konunun üzerinde enine boyuna düşünmek, bizdeki yansımasını fark etmek, düşünce ve duygularını izlemek mindfulness tekniğini içeriyor. Bu teknik artık hayaımın baş köşesinde diyebiliriz. Duygu ve düşüncelerime arkadaşça, dostça bakabilmek ne kadar güzel bir teknik.

Bazen içinde yaşadığımız pandemi dönemine, lütfen kimse kızmasın, teşekkür etmeden edemeyeceğim çünkü bana hediyesi, mindfulness ve yogayı hayatıma dahil etmek oldu. 

Yıllarca neden yoga yapmadığımı soran bir çok kişi oldu. Yapmayı istesem de o pozlara vücudumun giremeyeceğini düşünüyordum hep. Bana göre benim vücudum hiç esnek değil. Hele o dakikalarca durup beklenilen pozlar, sıkılırım derdim. Ne kadar çok yargı... 

Pandemi döneminde çoğu insanda olduğu gibi benimde kendime ayıracağım vaktim bollaşmıştı. Bu durum beni yoga ile ilgili araştırmalara itti. Ve kendime kulak verdiğimde bedenim esnemek ve hareket etmek istediğini haykırıyordu resmen. 

Yaptığım nefes egzersizleri ile gün içinde ne kadar çok nefesimi tuttuğumu fark ettim. Bir çok nefes tekniğinin olduğunu ve her bir tekniğin bedenin başka bir noktasına iyi geldiğini öğrendim. Sihir gibi bir şey değil mi? Nefes egzersizlerinin 5-20 dakika yapılmasıyla bedende ve beyinde oluşan değişimleri görmek gerçekten inanılmaz. Her gün yaptıktan sora beden bunu rutine bağlıyor ve yapmadığın gün eksikliğini hissediyor, bedenin kendisine iyi geleni bilmesi çok güzel bir şey.

Peki esneklik kazanıyor mu beden? Şöyle diyeyim, hareketleri yapabiliyorum ancak tabiki o fotoğraflarda görünenler gibi değil. Nitekim bir yol kat ettiğimde aşikar. Beden zorlanıyor ama kasları esnetmek onları tekrar şekillendiriyor. En çok sevdiğim ise bir hareket seni zorluyorsa o hareketi bırakıp başka bir hareket ile devam edebiliyorsunuz. Ne güzel değil mi? Seçeneklerin olması, olasılıkları kendin keşfetmen çok güzel. 

Bu yüzden sorum buydu. Bırak pandemiyi. Sana iyi gelen şeyler ne?

Lütfen başkasının sana bir şeyler söylemesini bekleme, kendini keşfet ve içine bak, ne seni zorlarken aynı zamanda da sana çok iyi geliyor? 

Mesela benim burada yaptığım hareketi tam olarak yapmak değildi. Amacım hakkını vererek yapmak, bana iyi gelen şeyleri araştırmak, bulmak, yapmak, devam etmek.              

0 yorum