Altı yılı aşmış bir çalışma hayatına sahibim, aslına bakarsanız bu süreçte başarılarımı paylaşmak işimin bir gereği ancak bu tecrübeme ve iyi bir kariyere sahip olmama rağmen bir türlü başarılarımı anlatamıyorum. Çoğu zaman anlatmak ya ayıp geliyor ya da normal. Böyle olunca da insanlar yaptıklarımı hiç değerli görmüyor. Benim gibi olmaman için başarılarını insanlara etkili bir şekilde nasıl anlatacağını öğrenmelisin. Çünkü bende yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Acı ama gerçek.
Covid-19'un hayatımıza girmesinden bu yana neredeyse altı-yedi ay geçti. Bu zaman diliminde sevsek de sevmesek de hem profesyonel hem de özel hayatımızı yeni şartlar altında devam ettirmenin yollarını bulduk. Bugün ise geriye bakıp neler öğrendiğimizi değerlendirebilecek bir durumdayız.
Burada ise şimdi yapılan toplantılar ile ilgili bir değerlendirme yapacağız.
Sizlerle her gün daha fazla bilgi yazısı paylaşmak isterim hatta güncel olarak. Umarım bu yakın zamanda olacak. Tek başıma her şeye yetişmek inanın çok zor.
Habere gelecek olursak, dün Ankara Polatlı'da çok kötü bir kum fırtınası yaşandı. Twitter'da gezinirken TT'de bu konu ile ilgili milyonlarca yazı okudum. Açıkçası çoğunluk dünyanın sonunun geldiğini, bunlarında birer işaret olduğunu yazmış. Burada sadece kum fırtınalarının neden oluştuğu ile ilgili bir yazı yazacağım.
Pandemi döneminde bir çoğumuz, zihinsel sağlığımız üzerinde büyük bir yük hissettik. Kimimiz işten çıkarıldığı için kaygı duyarken, kimimiz ise, hastanede, manavlarda, teslimat hizmeti veya diğer hizmet veren şirketlerde çalışmaya devam etti. Bazen de bir çoğumuz güvende kalmamız için gerekli olan koruma önlemleri olmadan işlerine devam etti. Aileler homeoffice çalışma ve çocukların ihtiyaçlarını yerine getirme arasındaki o hassas dengeyi kurmaya çabaladı. Hepimiz sevdiğimiz birinin ya da kendimizin hastalığa yakalanmasından korkar olduk. Pandeminin alıştığımız tüm sistemleri alt üst etmesiyle ekonomide ortaya çıkan beklenmedik iniş ve çıkış da cabası... Bütün bunlar olurken, hastalığın yayılmasını önlemek adına aldığımız sosyal mesafe önlemleri doğrultusunda haftalarca ve bir çoğumuzda aylarca eve kapandı. Zaten bu bile tek başına kaygı yaratmaya yeter bir sebep.