Uzun zamandır kafamda şu cümle dönüp dolaşıyor, "Hayatın neyi ne zaman getireceği belli olmuyor". Yaşadıklarımdan anladığım şu ki, olması için acele ettiğimiz her şey kötü sonuçlanabilir. Öyle ya bir çiçek dahi vakti saati gelmeden açmıyor tomurcuklarını...
Her şeyin zamanında olması bence kişinin kendi hayrı içindir. Hayrı için diyorum çünkü sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmek için, sahip olmadan önce fazlası ile emek vermemiz gerekiyor. Her istediğimiz anında olsaydı, hayat o zaman daha sıradan olmaz mıydı? Cefa çekmeden gelen bir güzellik gördünüz mü hiç? Emek sarf etmek ve bu yolda cefa çekmek aynı zamanda kişiyi gelecek olan güzellik içinde olgunlaştırır. Farklı bir bakış açısı getirir. Bir düşünün, mutlaka çoğunuz "iyi ki o zaman olmamış" demişsinizdir. Ya istediğiniz zaman gerçekleşmiş olsaydı dilekleriniz, belki de bugünkü siz olmayacaktınız ve o gerçekleşen dileğin de hiç bir değeri olmayacaktı gözünüzde. Hatta belki sonu felaketle sonlanacaktı. Unutmayın ki yaşadığınız her şey, sizi şuan ki siz için hazırlayan nedenlerdir.
Bundan beş yıl önce istediğim işi, istediğim statüde yapmaya başlayamadığım için çok üzülürdüm. Zor insanlarla çalışmak, hakkımı alamamak ve bana ait olmayan işlerinde yüklenmesi her zaman beni üzerdi. Ancak şuan mevcut işimde geçmişte yaşadığım hiç bir zorluğu yaşamıyorum. Sebebi aslında düşününce çok basit... Her zaman iyi insanlarla, iyi bir iş yerinde çalışmayı diledim. Sabrettim, yılmadım ve devam ettim. Hayallerimden de hiç bir zaman vazgeçmedim. Şimdi görüyorum ki onca yaşanan olumsuzluklar beni bugün için hazırlamış. Daha iyi olabilmem için...
Şimdi ise sadece dileğim özel hayatım için büyük bir huzur, sevgi ve saadettir. Aslında bu listeyi çok uzatabilirim ancak sizi de yormak istemiyorum. Demem o ki, hayal ettiğimiz kadarını yaşayabiliyoruz. Hayal ettikçe onu çağırıyor, etrafımıza alıyoruz. Evet o güzelliğe giden yollar hep dikenli, biliyorum. Ancak yolun sonu çok güzel.
Üzülmeyin, çocuk sahibi olamadığınız için, daha iyi bir kazanç sağlayamadığınız için, o çok istediğiniz evi alamadığınız için sakın ama sakın üzülmeyin. Belkide istediklerinizin şimdi olmaması şuan sizin için en hayırlı olanıdır.
Eskiler buna kısmet der, kimimiz ise secret, kimimiz ise karma... Ben ise insanın enerji gücü diyorum. Yeter ki hayatta uğruna savaşılacak hayalleriniz olsun. Biliyorum o istekler içinizi yakıp kavuruyor bazen. Ve bazen isyan ediyorsunuz hayata, kadere ya da her ne ise ona. Ancak dediğim gibi vakti saati gelmeden olmuyor. Ne kadar plan yapsanız da, zorlasanız da...
Neden bilmiyorum, rahmetli anneannemin anlattığı ve annemin de hala anlatmaya devam ettiği kısacık bir hikayeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Ne kadar konu ile alakalı bilemem ancak dinledikçe bu aralar beni mutlu eden şeylerden biri.
"Eski zamanlardan birinde otuz yaşında bir adam varmış ve evlenemediği için çok mutsuzmuş. Bir gün artık o kadar canına tak etmiş ki, Allah'a yakarmış. 'Allah'ım yaşım geçiyor artık bende evlenmek ve saadet dolu bir aile kurmak istiyorum. Lütfen artık bunu bana çok görme!' İşte o akşam uyuduğunda rüyasında kısmetinin nerede olduğunu görmüş. Ancak talihin böylesi, kısmeti henüz beşikte bir bebekmiş. Kan ter içinde uyanmış rüyasından ve demiş ki; 'Allah'ım benim yaşım zaten almış başını gidiyor, bir de beşikteki sabinin büyümesini mi bekleyeceğim... Olmaz olsun böyle kısmet.'
Gel zaman git zaman, yerinde duramaz ve köyü araştırır, hatta bulur. Bir gün köye gider ve o aileyi de bulur. Onlarda bir akşam Tanrı misafiri olarak kalır. Yer, içer... Uyku vakti gelip herkesin odasına çekildiği bir anda gidip beşikteki bebeğin boğazını keser...
Aradan yıllar geçer ve en sonunda evlenir. Bir gün eşine dönüp sorar, 'Neden boğazında böyle bir yara izi var, ne oldu sana, kim ne yaptı?' der. Eşi de, Tanrı misafiri olarak gelen birinin gece yarısı o beşikte uyurken boğazını kestiğini, anlatır."
Artık takdir size kalmış. Acele etmek ya da beklemek. Olsun diye hırsla bir şeyler yapmaya çalışmak...
Beni sorarsanız, kendime gölge diyorum. Sabırla bekliyorum şu aralar, bir gün benim olacak olan o güzel günleri...
0 yorum