"Gör beni"den sonra okuduğum güzel kitaplardan biri oldu "Kirke". Kitabın konusu, kurgusu, dili, üslubu gerçekten sizi kendisine çekiyor. Bulduğum her boş vaktimde -ki şu aralar inanılmaz boş vaktim var- kitabı okudum. Kirke'nin hikayesi beni kendine çekti adeta.
Kitap bir çok olaylarla dolu, ilk başta karışık gelebilir çünkü mitolojik olaylardan, tanrılardan ve titanlardan bahsediliyor. Eğer benim gibi mitoloji merakınız var ise sıkıntı yaşamayacaksınız, eminim. Karakter ve olay örgüsünün yoğun olmasından dolayı başlarda yavaş okuyormuş hissine kapılabilirsiniz ki bu çok doğal. İlerleyen sayfalarda karakterler gittikçe sadeleşiyor ve azalıyor. Kitapta boş bir cümle yok, çünkü anlatılan ölümsüz bir tanrıçanın hayatının yeni kurgusu.
Kitabın yazarı Madeline Miller ve yazar gerek Antik Yunan üzerine aldığı eğitim olsun gerekse 9 senedir bu konularla ilgili ders veriyor olsun, beni gerçekten çok etkiledi. Çünkü bu yazılanların büyük bir birikim ile yazıldığını ve bir dayanağının olduğunu gösterir. Araştırdım ki yazarın henüz iki kitabı var; "Ben, Kirke" ve "Akhilleus'un Şarkısı". Şimdilik Kirke'yi okudum ve diğer kitabını da en kısa zamanda okumak isterim.
Kitap dediğim gibi mitolojik bir çok hikayeden oluşuyor ve bunlar büyük bir ustalıkla birbirine bağlanmış bir şekilde okura sunuluyor. Şimdi yazacaklarım kitapla ilgili biraz spoiler içerebilir ancak mitolojik hikayeleri az çok bilen insanlar bunları spoiler gibi görmemeli diye düşünüyorum. En azından Zeus'u veya Poseidon'u bilmeyeniniz yoktur? Değil mi? Ayrıca kitabın sonunda ayrıntılı bir karakter dizini mevcut. Kitabı okurken bu dizinden de destek alabilirsiniz.
Kitabın konusuna değinirsek, Kirke; Güneş tanrısı Helios'un kızı. Ailesi, kardeşleri ve akrabaları tarafından sevilmeyen ve herkesten farklı olduğu için dışlanan biri. Homeros'un Odesa'sında Kirke beyaz atlı prensini bekleyen, Odysseus'un kurtarmasına muhtaç bir kadın olarak anlatılırken; Maddeline Miller'ın kaleminde Kirke Zeus'a bile başkaldıran bir karakter olarak anlatılmış. Bu bağlamda, erkek egemen tanrılar topluluğunu sürekli erkeklerin kaleminden okumaktansa, bir kadın yazarın olması, Kirke'nin hayatını Kirke'nin ağzından dinlememiz, merkezde hep onun olması çok ayrı bir bakış açısı kazandırıyor. Bütün bilinen efsanelerin farklı bir bakış açısı ile yeniden birbirine bağlanması diyebiliriz bu hikaye için.
Tüm tanrıların aksine Kirke güçleri olmayan, çelimsiz, çirkin sesli ve yalnız bir tanrıça olarak anlatılıyor. Ancak daha güçlerinden haberi bile yokken bir insanı tanrıya çevirmek ve ölümsüz birini de canavara dönüştürmek gibi Olimposlu tanrıların dahi güçlerinin yetmeyeceği şeyler yapıyor. Daha sonrasında Helios ve eşi Perseis'in diğer çocuklarında da diğer tanrılardan farklı güçlerin olduğu ortaya çıkıyor. Dünyada bulunan bir çok malzeme ve efsunlu sözleri ile büyü yapabiliyorlar yani bildiğimiz anlamda cadılık yapıyorlar.
Kirke'de bu çocuklardan biri ve onu bu yaptıklarından dolayı Aiaie adasına sürgüne gönderiyorlar. Yani bütün güçlerini keşfedeceği yere. Babasının sarayından daha çok seviyor bu adayı. Adayı keşfediyor ve bütün hayvanlarla arasında bir bağ kuruyor. Sonra tabi adaya beklenmeyen ziyaretçiler geliyor ve bütün efsanelerde Kirke ile ilgili sadece bu kısımlar anlatılıyor, korsanları domuza çevirmesi. Daha çok kötü niyetli olanları diyelim. Onlarda Kirke'nin zenginliklerinden ve bedeninden yararlanmaya çalışan korsanlar oluyor.
Kirke başlangıçta hiç özgüveni olmayan bir karakter gibi görünse de, kitabın devamında onun nasıl güçlü bir kadına dönüştüğünü okuyoruz. Onun gelişimini okumak gerçekten çok keyifliydi. Anlatmak istediğim daha bir çok şey var ancak o zaman spoilerden çok kitabı özetlemeye geçerim...
Son bir şey daha yazmam gerekirse, Kirke ölümlülere her daim imrenmişti çünkü yaşamları sonunda ölüm diyarında herkes sevdiği insanla birlikte olabiliyordu ancak bu onun için imkansızdı. Çok sevdiği insanları göremeyeceği için çok üzülüyordu. İşte bu noktada, keşke ölümsüz olsak, fikrimi çok değiştirdi diyebilirim.
Şimdiden herkese iyi okumalar diliyorum.
Sağlıkla kalın, kitapla kalın :)
2020 blog yazısı
kirke
kitap
kitap incelemesi
kitap önerisi
kitap tavsiyesi
kitap yorumu
madeline miller
0 yorum