Atatürk'ün askeri dehası ve devrimci devlet adamı kimliği ile başardıkları dünya genelinde tarihçiler ve siyaset bilimciler tarafından analiz edilmiş ve bu analizlerden bir çok kitap derlenmiştir. Atatürk'ün liderliğinden herkesin öğreneceği birçok değerli ders vardır.
Tarihçi, gazeteci, yazar Austin Bay, Atatürk'ten liderlik dersleri adındaki kitabıyla ilgili verdiği bir röportajında Atatürk'ü 20. yy. en başarılı devrimci lideri olarak tanımlamıştır. Ne Vladimir Lenin, ne Mao Tse-tung, Ne Ho Chi Minh, ne de Gandhi... Kazanılması imkansız bir savaşı Kurtuluş Savaşı'na çevirerek tüm dünyaya, hem de saltanatı, hilafeti kaldırarak ve milli egemenliği ilan ederek padişah yandaşlarına ve mandacılara olağanüstü devrimini kanıtlamıştır. Hem içte hem dışta vermiş olduğu zorlu mücadelenin sonucu modern Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur. Ardından, Cumhuriyet'in ilk yıllarından yaşamının son günlerine kadar ki o süreye sığdırdığı onca devrim, "Atatürk'ün yalnızca büyük askeri stratejist olduğunu değil, aynı zamanda usta bir siyaset stratejisti" oldğunun da kanıtıdır.
Atatürk'ten alınacak çok liderlik dersi mevcuttur. 30 Ağustos 1922 günü kazandığımız Büyük Taarruz'u, öncesinde ve sonrasında meydana gelen gelişmelerle, Atatürk'ün aldığı tarihi kararları ve tüm bunlardan çıkarılacak liderlik derslerini inceleyelim.
Kurtuluş Savaşının başarısı, Atatürk'ün ileri görüşlülüğü, Türk ordusuna, milletine olan güveni ve inancının bir sonucudur.
Nutuk'ta Atatürk'ün kaleme aldığı şu sözleri liderlik özelliğini açığa çıkarır niteliktedir;
"Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlamış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu hareket Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek güç ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren büyük bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur."
Ekibinizin katkısını asla unutmayın!
Mustafa Kemal Paşa, Trablusgarp'da İtalyanları; Çanakkale'de İngilizleri; Muş ve Bitlis'te Rusları; Suriye-Filistin'de İngilizleri; Sakarya ve Dumlupınar'da da İngilizlerin desteklediği Yunan ordusu ile savaşmış ve ordusu tüm cephelerde emperyalist güçlere karşı büyük zaferler kazanmıştır. Başkomutan Atatürk tüm bu askeri başarılarını ordusuna ve milletine armağan eder. Sorumluluğu da, başarıyı da takımı ile paylaşmıştır.
Zor zamanlarda motivasyon kaynağı olun!
Anadolu'ya ilk ayak bastığında, Mustafa Kemal savaşlardan bezmiş, çocuklarını kaybetmiş, işgal altında büyük zorluklara, kötülüklere boyun eğmek zorunda kalmış Türk halkı bulur ve onlara sorar; "Bir kez daha, son bir defa savaşmaya var mısınız?"der. Ekmek bulmaktan bile yoksun halk canı gönülden "Evet!" der, "Son bir kez savaşacağız, topraklarımızı geri almak için, esarete son vermek için, milletin kendi kaderini kendisinin tayin etmesi için... Özgürlük ve egemenlik için... Son bir kez..."
Zor zamanlardan geçen bir liderinde yapması gereken budur.
Büyük başarılar için risk alın ve kararlılık gösterin!
Atatürk Kurtuluş savaşına ya hep ya hiç diyerek yola çıkmıştır. Aynı kararlılığı etrafındaki herkese yansıtmış ve sabrının son sınırına gelmiş Türk halkına da bunu aşılamayı başarmıştır. İşte biz böyle bir nesilden geliyoruz.
Ne istediğini bilir ve hedefi de büyüktür. Türk halkı için özgürlük, egemenlik, demokrasi ister. Türk milletinin daha iyi şartlarda yaşamayı hak ettiğine inanır. Bu inancını da Türk ordusuna ve milletine samimi bir şekilde gösterir. Sevgi, saygı, güven ve inanç karşılıklıdır. Bir zaman sonra herkes aynı hedefe kilitlenir...
İş hayatında da büyük başarılar elde etmek için risk almak, fedakarlıklarda bulunmak ve alınan kararların arkasında kararlı durmak gerekir.
Demokratik olun!
Zaman zaman bir çok insan Atatürk'ün diktatör olup olmadığını tartışmakta. Ancak tam tersine savaş ortamında dahi Atatürk demokrasi arayışında olmuş bir liderdir. Anadolu'ya çıkar çıkmaz kongre ve mitingler düzenlemiş, halkla buluşmuş, farklı bölgelerdeki sıkıntıları, yoklukları, fakirliği, hastalığı dinlemiş; Erzurum'da, Sivas'ta, Tekirdağ'da, Kars'ta halkın emperyalizme karşı olan savaşına ve dayanışmasına bizzat şahit olmuştur.
23 Nisan 1920'de Ankara'da Meclis'i kurmuştur. Burada yapılan ilk seçim hayranlık uyandıracak bir demokrasi örneğidir.
Günümüz içinse; kurumunuzun yapısı ne kadar demokratik olursa o kadar farklı fikre açık olursunuz. Çalışan arkadaşlarınız kendini o kadar size yakın hisseder, kuruma gönülden bağlılık duyarlar. Sorunların tartışılabildiği, her seviyeden çözüm önerilerinin dinlendiği ve teşvik edildiği bir ortam oluşur.
İlham verin!
Emperyalist güçlerin tüm liderleri Kurtuluş Savaşı'na kilitlenmiş, Mustafa Kemal'in ordusunun başarılarını yakından izlemişlerdir. Türklerin bu başarısı Hintlilerin, Çinlilerin, Pakistanlıların, Afrikalıların umudu ve ilham kaynağı olmuştur.
Gandhi önderliğindeki İngiliz sömürgesi Hintliler 1922 yılında " Non Cooperation" hareketini başlatmış ve İngiltere'ye katılıp Anadolu'daki Yunan ordusuna destek olmayı reddetmişlerdir. Yine aynı tarihlerde, verdiği kapitülasyonlarla Batı'nın bir sömürgesi haline gelen Çin, Türkiye Cumhuriyet'inin kurulmasından güç alarak, Batı'ya başkaldırmayı başarmıştır.
Siyasi, sosyal, bilimsel ve iş dünyasında liderler bulundukları coğrafyanın ilerisine giderler, belli bir alanda bölgesel veya global uzmanlar haline gelirler. Bill Gates, Steve Jobs ve her gün kullandığımız ürün ve hizmetleri hayata geçiren birçok iş lideri global liderlerdir. Onları tanımayız, ama ürün ve hizmetleri günümüzü kolaylaştırır, onların uygulamalarından kendi şirketimize adapte edebileceğimiz tüyolar alırız.
Kısacası, liderlik evrenseldir.
Ne mutlu ki tarih böyle bir lideri Türk halkına nasip etmiştir.
0 yorum