Seni beni var mı bu işin?

Yıllar önce okuduğum bir makalede anlatılıyordu 'Ben dili'nin önemi. Ne kadar zor olsa da gündelik hayata uygulamak, çabaladığınızda güzel sonuçlar elde edebildiğiniz bir olay. Ben şahsen kullanmaya dikkat ediyorum. Tabi, 'Monica sen hiç çileden çıkmıyor musun?' diye sorarsanız. Evet çoğu zaman çileden çıkıyorum sonra ne ben dili kalıyor ne sen dili, öyle ortaya bodoslama bir şeyler söylüyorum. Nihayetinde insanız.

Aslında gündelik hayatımıza tamamı ile oturtabilsek; eşimizle, arkadaşlarımızla, ebeveynlerimizle ve çocuklarımızla olan iletişimimizi doğru bir yola sokabiliriz. Hatta tüm hayat cennet olur. Doğru bir iletişim her zaman uzlaşmayı ve sorunları kavga etmeden çözmemizi sağlar.


Mesela, en çok kiminle kavga ediyorsunuz? Hatırlayın. Ortada bir sorun vardı ve doğal olarak çözmek için konuşmaya başladınız. Konuşma başlangıcı sakindi ama birden durum git gide hararetli olmaya başladı. Birden kendinizi çılgınca bir kavganın içinde buldunuz. Atıştınız, birbirinizi suçladınız ve belki hakarette ettiniz. Değil mi?

Hangi noktalarda sinirlendiğinizi ya da karşınızdakinin sinirlendiğini hatırlayabiliyor musunuz? Belkide ikinizde bir noktada savunmaya geçtiniz ve olay oradan sonra rayından çıktı. Kişinin kendini savunması ne zaman başlar peki? Suçlanma durumunda. 

Son kavganızı hatırlayabildiyseniz, sen dili kullanıldığı an karşı taraf suçlandığını hisseder. Ne kadar inkar ederseniz edin, sen dili yargılama içeren cümlelerden oluşuyor. Böyle bir durumla karşılaşırsak ne kadar zor olursa olsun ben dilini kullanmalıyız. Çünkü kavgaların sonu hep bir kalp kırıklığı. 

Olayın en başında sorunu çözmek için konuşurken birden gergin bir ortamda yarım kalmış sorununuza bir sorun daha eklersiniz. Sorunun duygusal ağırlığı artar, kişiler kendini daha mutsuz hisseder. Yaşadıkları bir sonraki sorunda, bir önceki de üzerine eklenince çözüme ulaşmak iyice zorlaşır. 

Oysa, doğru iletişim bağları kuran, ben dili, kullanıldığında sorunlar daha rahat bir şekilde kavgasız gürültüsüz çözülebilir. Çünkü bu dil yargılama ve suçlama cümleleri içermez. Dolayısı ile oluşacak bir tartışmada sevgi ve saygı örselenmez ve kavgaların yaratacağı duygusal travmalar yaşanmaz.

Aslında ben dili daha çok karşıdakini suçlamadan, rahatsız olduğumuz davranışın değişmesini ve bu davranışı karşısında bizim ne hissettiğimizi ifade eder. Ricası olur ben dilinin. İnsanları suçlamak yerine, alındığımızı ve kırıldığımızı ifade ettiğimizde karşımızdaki kişiyi de incitmeden hislerimizi ortaya koymuş oluruz. Bu şekilde kendinizi anlatabildiğiniz sürece hayatınızdaki gerilme oranı azalacaktır. 

Her şeye rağmen karşımızdaki kişi anlamıyor ve hala sen dilini kullanmaya devam ediyorsa, bu tartışmaya nokta koymanın vakti gelmiş demektir. Çünkü kavgalar hiç bir zaman çözüm getirememiştir aksine daha da büyütür. Bu esnada da sesler yükselince kimse kimseyi dinlemez, yalnız kendi sesini duyurmaya çalışır. Ve ne kadar sesimiz yükselirse o kadar uzaklaşırız. İlişkilerimizde derin çukurlar, çatlaklar oluşmaya başlar. Bir taraf hep kırgın kalır, bu da bir travma sebebi.

Bir kaç örnek verip yazımı sonlandıracağım. 

Sen dili: Çok kabasın! Her zaman sözümü kesiyorsun! 
Ben dili: Bir şey söylemeye başlayıp da bir türlü sonunu getiremediğim zaman çok rahatsız oluyorum.

Sen dili: Hatalısın, beni çok üzüyorsun.
Ben dili: Davranışın karşısında üzüldüm, incindim.

Aslında bu kadar da basit ile kalmıyor. Ses tonu, mimik bunlarda dilin kullanımında çok önemli. Ama şuna eminim ki değmiyor birbirinizi üzdüğünüze, ölümlü dünya varsın kimse anlamasın sizi. Siz yine de sevin, sevgi ile kalın.

0 yorum