Altın Çağına Sadece Bir Adım Yakınsın


Biliyorum bu konuyu sürekli ele alıyorum ancak çok muzdarip olduğum bir konu. Ve sürekli kaleme alırsam bir şekilde azalarak biter diye düşünüyorum. Yani böyle olmasını umuyorum.
Okumadan önce lütfen aşağıda sizler için bıraktığım müziği de açar mısınız? Şimdiden iyi dinlemeler ve okumalar...

O zaman ilk şu soru ile başlayalım; başkalarının mutlu olduğunu görmek sizin için mutluluk nedeni midir yoksa mutsuzluk mu? 


                                                                   *** 
Bir arkadaşım alışveriş sonrasında "Ben aybaşını zor getirirken elinde paket paket bir sürü şeylerle mağazalardan çıkanlara sinir oluyorum, onları dövesim geliyor" demişti. Bu dediğini duyduğumdan bu yana, bütçesi kısıtlı olan arkadaşlarımla bir yere gideceksem daha da kısıtlı alışveriş yapmaya özen gösteriyorum. 

Aslında kısıtlı olan bu arkadaşın bütçesi değil, bakış açısı bence ama neyse...

Mutluluk sanırım onlara göre alınan, satılan, başkalarından çalınarak elde edilen bir şey. 

Gördüğümüz her mutlu, başarılı birey bizden çaldıkları ile mi bulundukları yere gelmişler?

Ne yazık ki, başkalarının mutluluğunu görmeye dayanamadığı için mutsuz olan pek çok insan tanıdım. Bana göre bütün hepsinin tek ortak özelliği, sürekli kendilerini başkaları ile kıyaslamaları ve kendi hakları olan mutluluğun, başarının, kişilik özelliklerinin, fiziksel özelliklerin başkaları tarafından çalındığı duygusu ile o kişilere içten içe bir düşmanlık beslemeleri. (Soluksuz okuduğunuzda tam bir Bihter cümlesi oluyor :) )

Mark Twain "Kıyaslamak sevincin ölümüdür." diyerek aslında tek bir cümlede her şeyi güzelce özetlemiş. Kendisini sürekli başkaları ile kıyaslayan bir bireyin mutluluğu ve iç huzurunu yakalayabileceğine asla inanmıyorum. Hayatta her zaman birileri bizden daha iyi bir işe, daha güzel bir fiziğe, daha çok paraya, eve, arabaya, güzel bir aileye sahip olacak. Bunun hiç bir zaman bir sonu yok ama kendimizi başkalarının sahip oldukları ile kıyaslamamızın kesinlikle bir sonu olmalı diye düşünüyorum. Yoksa mutluluğumuzun katilinin başkaları değil, kendimiz olduğumuzun asla farkına varamadan; bıkkın, yorgun, öfke dolu, mutsuz geçireceğiz tüm hayatımızı.

Biliyorum, sosyal medya bu kıyaslamaları çok körüklüyor. Gün boyunca dört bir yandan durmadan gözümüze sokulan, beynimizi ele geçirmeye çalışan mesajlara karşı durabilmek ciddi bir farkındalık düzeyinde olmamızı gerektiriyor.

Başkalarının fiziksel özelliklerine odaklı kıskançlık duygusu yaşayan insanlar, bu enerjilerini kendi içlerindeki güzellikleri keşfetmeye ayırdıklarında mutluluğun kapısını açacaklarını göremiyorlar maalesef. Güzel bir insan, dış görünüm ile değil, iç güzelliği ile, öz güveni ile herkesin başını döndürme gücüne sahiptir. Bizleri aslında güzel ve özel kılan bunlardır.

Şu yanılgıda çok yanlış; zengin insan en çok paraya, eşyaya sahip olan değil, elindekilerle mutlu olmasını bilen, sahip olduklarını cömertçe paylaşmaya hazır, başkalarının mutluluğuna, başarısına içtenlikle sevinen, yani yüreği zengin olan insandır. 

Başarılı insan, kendisini başkalarının başarıları ile kıyaslayıp mutsuz olan değil, başkalarının başarılarından sevinç duyan ve başarıya giden kestirme bir yol olmadığının bilinci ile başarı öykülerinden beslenen ve motive olan insandır.

Elbetteki bu durumun bir de perde arkası olduğunu unutmayalım. Gördüğümüz pek çok mutluluk resimlerinin arkasında büyük mutsuzluklar, yalnızlıklar olabileceğini de bilelim.

En iyisi ne biliyor musunuz? Bırakalım başkaları ile uğraşmayı, kendimizi başkaları ile kıyaslamayı, başkalarının mutluluğundan mutsuzluk duymayı... Sadece kendimize odaklanalım. Bugünü dün ile kıyaslayalım ki nasıl ilerlediğimizi görebilelim. İçimizdeki güzellikleri, gizli kalmış yetenekleri keşfedelim. Mutluluk da, mutsuzluk da son derece bulaşıcıdır. En az corona kadar :) Beynimizi, ruhumuzu olumsuz düşüncelerden, çevremizi olumsuz insanlardan arındıralım. Gerçekten mutlu insanları gördüğümüzde onların mutluluğunu kendi mutluluğumuz gibi yüreğimizde duyumsayalım. 

Unutmayalım, mutluluk alınan, başkalarının bizden çaldığı bir şey değildir. Bu bizim seçimimizdir.

Haydi o zaman bu gün her şeye inat, tüm kötü olaylara rağmen, hep birlikte mutlu olmayı seçelim, ne dersiniz?





0 yorum