Daha iyi bir BEN

 




Bu gün hayat kalitemizi biraz daha arttırmak için iyi düşünmenin güzelliklerinden bahsedeceğiz. 

İyi düşünme, düşüncelerimizin akışı üzerinde daha fazla kontrole sahip olmak, yani yaşam kalitesine yatırım yapmaktır. Çünkü olumsuz düşüncelerini kontrol edebilen kişi, duygularını da doğrudan etkileyebilme yeteneğine sahiptir. Çünkü daha iyi düşünen ve hisseden kişinin düşünce tarzı, davranışını, bedenini ve hatta sağlığını bile etkiler. Her zaman denildiği gibi mutluluğun kaynağı dışarıda değil, içimizdedir. 


Tabi bu yazılanlar için tahmin ediyorum ki hepimiz hem fikiriz ancak günlük hayatımızda negatif ve olumsuz olayları eleştirmeye bayılan o iç ses, bizim yakamızı hiç bırakmıyor. Durmadan bize geçmişte yaşadığımız başarısızlıkları hatırlatıp duruyor. Bu iç ses, bizi anksiyetenin eşiğine çeken, bir şey yapmadığımızda neler olabileceğini ya da olmayacağını tahmin etmemizi sağlayan şeydir. Bizimle birleşmiş olan bu düşünce tarzı ile umutsuzluğa sürükleniriz. Bu nedenle ki bakış açımızı değiştirmemizde fayda var. 

Sinirbilimciler, insan beyninin negatif olaylara odaklanmaya programlı olduğunu bize sürekli hatırlatıyorlar. Negatife odaklanma sorunu, DNA'mızda bulunan kötü huylu bir tümör ya da bize verilen bir ceza değildir. Bu bizim hayatta kalma mekanizmamızdır. Tehlikeleri önceden tahmin ettiğimizde -var olmasalar dahi- kendimizi bu olası tehlikelere karşı koruma altına alırız. Endişe, huzursuzluk veya anksiyete gibi faktörlerin boyutları her zaman "uyanık" olmamızı sağlamak için tehlike anında kortizol gibi stresi tetikleyecek kimyasalları serbest bırakır.

Bir diğer yandan da nöropskilogların da bize anlattığı gibi olumsuz düşünceler sigara dumanı gibi beynimizi esir alır. Sadece sağlığımızı ve günlük yaşantımızı etkilemezler. Çoğunlukla bizimle beraber, ailemizi, çevremizi, iş arkadaşlarımızı da etkiler. Çünkü negatif düşünceler bizi dinleyenlerinde düşünce yapısını değiştirir, sonuç olarak onlar da gergin ve huzursuz hissetmeye başlarlar.

Yukarıda da bahsedildiği gibi sevgili okur, zihnimizin doğal eğilimi, hayatta kalmamızı sağlamak için bizi olumsuza odaklamaktadır. Bu nedenle, sadece risklerden kaçınmaya değil, aynı zamanda refah ve mutluluğa da yatırım yapabileceğimiz bir başka yol planına, bir başka programa kendimizi dahil edebilmeliyiz. Sonuç olarak, olumlu düşünmeye olan açıklık, hayatımızda bir denge oluşturur ve bize yeni yollar sunar. Kendimizden daha emin olmak için korkunun bataklığında kendimizi serbest bırakmalıyız. 

Şimdi gelin hep birlikte olumlu düşünme sanatını beynimize öğretmek için nasıl uygulayacağımıza bir bakalım;

*Ana odaklanmak için beyninizi eğitin

Beynimizi, dengesiz bir zihin hizmetine sunacak bir varlık olarak değil, kas hizmetimize sunulacak bir bütün olarak görmemiz gerekir. Amaç, bu psikolojik sürecin dış uyaranlarından çok bizim tarafımızdan kontrol edilmesini sağlamaktır. 

Düşünme üzerinde kontrolü sağlamanın tek yolu; dikkatimizi kontrol etmektir tabiki. Bunu başarmak için, o düşünce akışının "fişini çekmekten" daha iyi bir yöntem olamaz. Haydi şimdi en az 15 dakika boyunca bir şey düşünmemeyi deneyelim. Bir gölün yüzeyini ayna kadar sessiz ve pürüzsüz hayal edin. Her şey dengede, hiç gürültü yok. Sadece sakin olmanız gerekiyor. 

Aklımızdaki sesleri susturmayı başardığımızda, dikkatimiz etrafımızdakilere odaklanacak. Yani biz ana odaklanmış olacağız. 

*İyi düşünmek, bir hedefe sahip olma sanatı

İyi düşünmek bir amaca sahip olmayı gerektirir. Olumsuz ve hiçbir temele dayanmayan, kafamızda gezinen bu söylentiler, her şeyi etkisi altına alan yönünü kaybetmiş bir fırtına gibidir. Bu sebeple ki, bize hiç bir faydası dokunmayan bu önyargıları kırmak ve yok etmek için amacımızı belirlememiz gerekir.

"Kendimi iyi hissetmek istiyorum, sakin olmak istiyorum, hedeflerime ulaşmak istiyorum, kendimle iyi olmak istiyorum." 

Tüm bu hedeflerin bir yönü, net bir anlamı vardır. Bu şekilde düşünerek dikkatimizi ana odaklamalıyız, yapmamız gereken tek şey; tüm amaçlarımızı tek tek inanarak ifade etmektir. Hedef belirlemek, mutluluğun anahtarıdır, hayata anlam katmak, heyecanlanmak ve bu olumlu duyguların davranışımızı etkilemesine izin vermektir. 

*Pozitif düşünce ile çalışmak için beyninizi bu yönde geliştirin

İyi düşünmek için sadece iyi bir odaklanma, yeterli dikkat, amaç ve irade gerekmez. Aynı zamanda, beynimize pozitif bilgilerle çalışmanın önemini hatırlatmak için bağlantılar kurmayı  da gerektirir. Peki bununla demek istediğimiz nedir? Basit olarak açıklamak gerekirse; bazen kendimize "bir hedefim var" desek de, beynimiz hala eski mekanizmalarda, olumsuz ve bizi hedeflerimize ulaşmamıza engelleyen yollarda konumlanmaya devam eder. 

Pozitif bilgilerle çalışmak için sınırlayıcı tavırlarımızı yok etmeliyiz.

Bu sebeple, daha rahat, öğrenmeye açık, iyimser bir benlik oluşturmamız gerekiyor. Bugünün fırsatlarını görmek için dünün hatalarını bir kenara bırakmalıyız. 

Bu şekilde düşüncelerimizi düzenlersek, bizi konfor alanına yerleştiren kötü düşüncelerden kurtulup, kendimizi sadece işimize yarayacak bilgilere saklarız. Bu bilgiler de bize yön verir ve yardım eder. 

Sonuç olarak, iyi düşünmenin daha iyi yaşamamıza ve yeterli bir iç denge oluşturarak anın tadını çıkarmamıza izin verdiğinin konusunda hem fikiriz artık. Yani iyi düşünme aynı zamanda derin kişisel bir çalışma gerektirir. Kendimizi daha iyi bir şeye layık hissetmek için şimdiki "ben" ile uzlaşmalıyız. Ancak bu şekilde gelecekteki "ben" kendisini daha güçlü, yaratıcı ve kendini seven biri olarak yetişecektir.

Başka bir yazıda görüşmek dileği ile.  

0 yorum