Artık normal günlerime döndüğüme göre, biraz da izlediğim filmlerden bahsedeyim. Belki siz çoktan izlediniz ama ben her şeyde olduğum gibi bu filme de geç kaldım. İzlemeyenler size diyorum, spoiler çok olacağı için okumamanızı öneriyorum.
Filmimiz gerçek bir hikayeden uyarlamadır ki beni çeken en önemli detayda bu. Yaşanmış hikayeleri dinlemeyi, filmlerini de izlemeyi çok severim. Reggie ve Ronald Kray kardeşler, 1960'ların İngiltere'sine damgasını vurmuş ve gerçekten efsane olmuş ikiz gangsterlerdir. Efsane diyorum çünkü bu kardeşlerle ilgili yapılan tek eser bu değil. 1990 yılında çekilmiş "The Krays" filmi ve John Pearson'un "The profession of violence" romanı ikizlerin hayatını anlatan diğer önemli eserlerdir. Bunların haricinde birçok belgesel de çekilmiş. Bu filmdeyse alışa gelmiş aksiyon dolu gangster filmlerine nazaran daha sakin ve dramatik bir yapım ortaya koymuş. Ki bu da bambaşka bir açıydı benim için.
Londra'nın doğu tarafını kontrolleri altına alan bu ikili, para ve şöhretin etkisi ile kendi sonlarını getirmelerine rağmen efsaneleşmeyi başarmışlardır. Fiziksel olarak birbirlerine benzeyen bu iki kardeş, karakter yapıları açısından tamamen birbirinden farklıdırlar. Reggie ne yaptığını bilen, kendinden emin, akıllı, sakin yapılı ve karizmatik biriyken; Ronald akıl sağlığı yerinde olmayan, şiddet eğilimli, hırslı ve eşcinsel yapıda olan biridir. Filmin en güzel noktası, benimde en çok şaşırdığım kısım olan, bu iki karakteri de Tom Hardy'nin oynuyor olması. O kadar başarılı oynamış ki ben gizli bir ikizi olduğunu düşünmeye bile başlamıştım.
İlk olarak Kray kardeşler bir kulüp sahibidir. Yükselişleri bununla başlar. İkili doğu Londra'da büyürken Reggie, Frances isimli bir kız ile tanışır. Frances'in annesi bu ilişkiyi onaylamamasına rağmen aralarında bir aşk başlamıştır. Ama Reggie'nin içinde bulunduğu bu durum Frances'in dünyasına uygun bir yaşam tarzı değildir. Reggie her ne kadar kendini bir kulüp sahibi olarak tanıtsa da Frances'in gözünde bir gangsterdir. İstemese de bu hayata dahil olur ve Reggie'nin daha düzgün bir hayata geçiş yapması için uğraşır. Ama bu kadar ün yapmış birinin de değişmesi o kadar kolay değildir. Kardeşi Ronald'ın yaptığı bir takım dengesizlikler de Reggie'ye engel olan bir başka nedendir. Ama her şeye rağmen Reggie ve Frances evlenirler. Bundan sonra olaylar daha farklı bir hal almaya başlar ve efsane ikilinin sonu yaklaşır.
Bu filmde genel olarak iki kardeşin özel hayatlarına odaklanılmış. Hatta daha çok Reggie ve Frances'in ilişkisinin anlatıldığını görüyoruz. Film sonlara doğru daha çok duygusal bir yapıya bürünüyor. Hatta filmin anlatıcısı da Frances'dir. Belki de bundan dolayı duygusal olarak bitiyor. Bir kadının gözünden gangster birini sevmek ve onun hayatına dahil olmayı yaşıyoruz.
Bu filmi aşırı bir aşk filminden kurtaranın ise Ronald olduğunu düşünüyorum. Verdiği ani, beklenmedik kararları ve şiddet yanlısı farklı kişiliği ile filme başka bir doku katmış.
Beklenilen bir gangster filmi gibi olmasa da Tom Hardy'nin sergilediği performans ve olayların birbirine bağlanışı filmi gerçekten izlettiriyor. Aksiyon bekleyenler bu filmde sıkılacak ancak Tom Hardy'nin bu başarılı performansı için filmi izlemenizi gerçekten öneririm.
Şimdiden iyi seyirler...
1 yorum
Film yorumlarınız için teşekkür ederiz. Devamını bekliyoruz. :)
YanıtlaSil