Gelin bugün biraz narsistler hakkında konuşalım. Kimlerdir, neler yaparlar ve onları nasıl normal insanlardan ayırabiliriz.
Bu yazım kendini göründüğünden farklı gösteren, mutluluk gösterişi budalalarına gelsin.
Bugün her Cuma olduğu gibi ofisten çıktınız. Arkadaşlarla bir şeyler içmek için sözleştiniz. Bu etkinlik sizin için adeta bir gelenek ve arkadaşlarınızla ilişkinizi sürdürmenizin de tek yolu. Ama bu akşam farklı. Arkadaşlarınızdan biri, oradaki herkesi şaşırtan bir haber veriyor, kendisine alkolik tanısı konulduğunu söylüyor. Üstelik, her Cuma bir şeyler içmek için toplanmanız da yaşadığı bu sorunun bir nedeni.
Derler ki, bazı fırsatlar insanların eline bir kez geçer... Şans kapıyı bir kez çalar. Sevgili dostum, peki hangi fırsatlar için risk almaya değeceğini nasıl bileceğiz? Ortaya çıkan her fırsatı da değerlendiremeyiz ki.
Pek çok insan istikrar ve düzen için çok çalışıyor. Düzenli bir iş, güzel bir ev ve sağlam bir araba arıyorlar. Ancak hala eksik olana odaklanıyorlar. Sürekli tatminsiz ve mutsuzlar ve durmadan daha fazlasına sahip olabilirlermiş gibi düşünüyorlar. Bunu görebiliyorum ve anlayabiliyorum.
Merhaba sevgili dostum, hepimiz hayatımızın bir döneminde kendini durmadan övmeye çalışan insanlar tanımışızdır. Burunları, mecazi anlamı bırakın, gerçek anlamda dahi havadadır. Hayattaki her şeyi biliyormuş gibi davranırlar ve hiç kimse de onların seviyesine çıkamaz. Yani bir seviyeleri olmamasına rağmen bunu düşünürler. Üstünlük havaları ile onları bulunduğumuz ortamda iliklerimize kadar hissederiz. Yanında bulunan taraftarları ve kurbanları ile herkesten daha iyi olduklarını düşünürler.
Günümüz dünyasında kişisel bir zayıflık olarak algılanan dalkavukluk, Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde çalışma yönetmeliği olan bir meslek sınıfıydı. Evet yanlış okumadınız. Hatta fiyat tarifesi olan bir meslekti. Ve dalkavuklara tokat atmak, ona vurmak gibi bir çok aşağılayıcı davranışın bedeli devlet tarafından belirleniyordu.