Öncelikle belirtmeliyim ki uzun zamandır okumayı istediğim Frank Herbert'ın Dune kitabını hala okumaya devam ediyorum. Sonlara yaklaştım ama takdir edersiniz ki bir beyaz yaka olarak kitap okumak ve kitaba zaman ayırmak çok zor. Öğrencilikte ki gibi değil.
Her sabah erken kalk, yüzünü yıka, kahvaltı et, kendine çeki düzen ver, evden çık... Tıpkı "Fight club"ta dendiği gibi "her gün bir önceki günün kopyasının kopyasının kopyasının kopyası... Bu satırlar herkese tanıdık gelecektir. Tanıdık geldiyse haydi o zaman yazının devamına geçelim.
Black mirror, üçüncü sezon kapanışını şanına yaraşır bir şekilde yapmış. İzlemeyenler için uyarıyorum. Spoilere maruz kalabilirsiniz. Bu yazımda size üçüncü sezonun son bölümünden bahsedeceğim. "Hated in the Nation" isimli bu bölümde kişisel nefret üzerinden söylemlerde bulunmanın yanında, dizinin hep yaptığı şey olan toplumsal vurguların üst düzeyde tutulduğunu görüyoruz. İşin içinde yine kendi çıkarları için halkın özgürlüklerinden, mahremiyetini yok sayan bir devlet profili, söz konusu kendi itibarı ve güvenliği olunca, seçmenlerinin özgürlüklerini kısıtlayan hareketlerden kaçınmayan yöneticiler ve gelişmiş teknolojiyi "yarar"dan çok "zarar"a çevirebilecek insanların olduğu bu bölüm bir buçuk saatlik uzunluğu ile gerçekten sinema tadındaydı. Şimdi biraz daha detaylara geçelim.
Kara aynanın içinde mi yoksa dışında mı yaşıyoruz? Black mirror yani kara ayna, bu dizinin 4. sezonu yayınlandı. Haberi olmayanlar lütfen her şeyi kaçırmış gibi düşünmeyin. Çünkü bu bir antoloji, bir hikayeler seçkisi. Yani bunun sadece adı dizi. Her bir bölümün de farklı hikayeler ve farklı oyuncular var. Bu hikayeleri tek bir noktada birleştiren şey ise teknolojinin karanlık yüzü olarak tarif ediliyor. Ki büyük bir bölümü de öyle.
Bildiğiniz gibi bir kaç gün önce SpaceX, Falcon Heavy isimli roketini Mars'a fırlattı. Hep birlikte bu tarihi ana tanıklık ettik. Tabi tanıklık ettik diyorum ancak çoğumuz belki o saatte uyuyorduk.
Evrim ve evrim teorisi birbirinden çok farklıdır. Canlıların sürekli bir değişim içinde olması, bir doğa yasası. Bu değişimler sadece yaşamımız boyunca sürmüyor; önceki nesillerden devralınan ve sonraki nesillere aktarılan özelliklerin değişimi ile durmaksızın devam eden bir dönüşüm gerçekleşiyor.
Hashtag yani sosyal platformlarda gördüğümüz şu meşhur işaret " #. " Yakın bir zamanda Birleşik Krallık çocuklarının en sık kullandığı sözcük olarak seçildi. BBC Radio 2'nin geleneksel olarak yapılan öykü yarışmasına gönderilen 120.421 metni inceleyen Oxford Üniversitesi Yayınları'nın yazarları, 13 yaş altı çocukların, hashtag sembolü için yeni bir kullanım yolu geliştirdiklerini, hikayelerinde belirli noktalara vurgu yapmak ya da yorumu belirtmek için bu sembole başvurduklarını fark ettiler. Bu sözcükler arasında şu gibi cümleler var; "bu harika bir gün #güneşli" ya da "dünyanın en iyi ailesine sahibim #muhteşemaile"
Karanlık, aydınlık. Gece, gündüz. Ay, güneş. Kapalı, açık. Negatif, pozitif. Pasif, aktif. Dişil, eril. Soğuk, sıcak. Yavaş, hızlı. Yer, gök. Daire, kare. Olmak ya da olmamak ya da tam tersi. Yok, var. 0,1.