Evrimi neden bu kadar ciddiye alıyoruz?


Evrim ve evrim teorisi birbirinden çok farklıdır. Canlıların sürekli bir değişim içinde olması, bir doğa yasası. Bu değişimler sadece yaşamımız boyunca sürmüyor; önceki nesillerden devralınan ve sonraki nesillere aktarılan özelliklerin değişimi ile durmaksızın devam eden bir dönüşüm gerçekleşiyor.
İşte biz bu dönüşüme evrim diyoruz. Yani evrim doğada gözlemlenebilen, var olduğu bilimsel bulgularla ve gezegenimizdeki yaşamın zaman çizelgesi sayılan fosil kayıtlar ile doğrulanabilen, doğal, kabul etsek de etmesek de işleyen ve işlemeye devam edecek bir süreç.

Bütün canlılar, yaşamın ilk başladığı 3,8 milyar yıl öncesinden bu yana süregelen bir değişim ve dönüşüme tabi. Yeni türlerde bu şekilde varoluyor. Nasıl derseniz, ipuçları fosillerde saklı. Fosil örnekleri, günümüzde yaşayan canlıların, bir zamanlar yaşamış olanlarla aynı olmadığını açıkça gösteriyor. Kaya katmanlarının en eski kısımlarından en yenilerine doğru devam ettikçe fosillerin de git gide daha karmaşık canlılara dönüşmeye başladığını görüyoruz. En ilkel canlılar en eski tortullarla örtülü. Bu kayıtlar bize şunu açıkça gösteriyor ki; canlıların bazıları uzun zaman aralıkları içinde, görünüşlerini kademeli olarak değiştirip bir türden diğerine dönüştü, bazıları ise değişime adapte olamayarak türünün sonunu getirdi. Buna örnek olarak çoğu insanın bildiği dinazorları yazabiliriz. Onlar dünya üzerinden tamamen silindiler ama günümüzdeki bazı türlerle de akraba oldukları bulunmuştur.

Teori kısmı ise şöyle, bu süreci anlamak istiyoruz ve nasıl gerçekleştiği ile ilgili teorilere ihtiyaç duyuyoruz. Evrim teorisi de bu nedenle oluşturuldu. 

Charles Darwin, yıllar süren gemi yolculuğu sırasında Galapagos Adalarına vardığında, adalardaki ispinozların gaga yapılarının yaşadıkları adaya uyum sağlayacak şekilde, diğer ispinozlardan farklı bir biçimde şekillendiğini fark etti. Biraz daha incelediğinde, gagaların o adadaki yemişleri daha rahat tüketebilmek için gerekli şekli aldığını gördü. Bazı adalardaki fıstıklar büyüktü ve bunu açabilmek için kısa ve güçlü gagalara ihtiyaç vardı. Bazılarında is kabuk parçalama ihtiyacı olmayan büyük ve uzun gagalı ispinozlar yaşıyordu. Ve bazılarının Güney Amerika kıtasında yaşayanlardan biraz farklı göründüklerini anladı. İşte bu noktada çok önemli bir şey fark etti; adalarda yaşayan bu türler, buraya anakaradan göç etmiş ve okyanus engelini aşmışlardı. Yani tek bir ispinoz türü tüm adaya yayılarak, bulundukları bölgelere uyum sağlamış ve buna göre gagaları evrimleşmişti. Bu gördükleri karşısında uzun yıllar boyunca düşündü ve her bir türü yaşadığı çevreyle bir uyuma götüren şeyin ne olduğunu tanımlamak için çalışmaya başladı.

Adında "teori" sözcüğünün geçmesi, bizi kimi zaman yanıltıcı çıkarımlara götürebiliyor. Oysaki bilimsel teoriler, var olduğu bilinen şeylerin neden ve nasıl olduğunu açıklamak için yaratılmış, sağlam verilere ve kanıt niteliği taşıyan bulgulara dayalı, güçlü açıklamalardır. Yani asılsız ve ispatlanmamış anlamına gelmiyor. Aksine, zaten var olan ve var olduğu bilinen bir durumun açıklanabilmesi için geliştiriliyor.

Doğada nasıl gerçekleştiğini anlamak istediğimiz şeylerin nedenlerini, yapılarını sorgular, gözlem yapar, doğa kanunları ile olan ilişkilerini araştırır, test eder, nihayetinde de hipotezleri elde ederiz. Her bir teoride hipotezlerle şekilleniyor. Onlara varsayım ya da önermeler de diyebiliriz. 

Çürütülemediği ve her geçen gün yeni bulgularla desteklenip daha da güçlenince artık elimizde olan bu varsayımlar, hipotezler teoriye dönüşmüş oluyor. Öyleyse bir gün Evrim Teorisi'nin yanlış olduğu sonucuna varabilir miyiz? Hem "Evet" hem de "Hayır".

Evrimde tıpkı yerçekimi gibi gözlemlenebilen, takip edilebilen doğal bir mekanizma. Tek fark, ilkini görebilmek için bilgiyle donanmış zihne ve daha keskin gözlere ihtiyaç olunması. Yerçekimini her an hissettiğimiz için sorgulamıyoruz dahi. Oysa evrimi görebilmek için yakından bakmak, türleri detaylı bir şekilde ele almak gerekli.

Tek bir cümle ile son verecek olursak; evrim sadece bir teori değil; tıpkı yerçekimi gibi varlığından emin olduğumuz doğal ve gerçek bir mekanizmadır. Her daim de yanımızda olacaktır...

0 yorum