Şu son yıllarda gittikçe güçlenen bir duyguyla "başarılı olmak" denilen soyut virüsü reddediyorum. Bundan sonra reddetmeye de devam edeceğim. Buna virüs diyorum çünkü "başarı" denilen virüs öylesine yayıldı ve herkesin benliğine öyle bir
                         Türkiye'nin en boktan, manasız ve gereksiz blog sayfasına hoş geldiniz!
Bir kaç ay önce Youtube'da izledim Barış Özcan'ı ve o an takip etmeye başladım. Çünkü kanalında yayınladığı video içerikleri o kadar güzel, bilgilendirici ve o kadar akıcı bir anlatıma sahip ki. Bence bir
Tanrı'nın formülü kitabını okuduktan sonra isminden dolayı etkilenip aldığım kitaba başladım. İsminden dolayı diyorum çünkü bir beyaz yakalı olarak "Pazartesi sendromu"nu duymadığım tek bir hafta başım bile olmadı. Bana sorarsanız benim Salı sendromum
Son yazımın üzerinden yaklaşık bir hafta geçti. Evet bende bu grip illetine yakalandım.  Havalar yüzünden azizim bir sıcaktı bir soğuktu derken, ne giyeceğimizi şaşırdık. Terledik, üşüdük sonunda hastalığa açtık kapımızı. Başta çabuk geçer
Elon Musk'ın hayatı ile ilgili derlediğim yazıyı okumuşsanız biliyorsunuzdur. SpaceX için kısaca tekrar değinmek gerekirse, Musk, Paypal şirketini Ebay'e satmıştı ve bu satıştan kazandığı parayı uzay seyahatleri üzerine kurduğu hayaller için harcamak istiyordu.
Çayınız demlikte, sıcacık evinizde ve bir de kitap elinizde... Üzerinize de yumuşacık bir battaniye sermişsiniz.  Kışın kendisini iyiden iyiye hissettirmeye başladığı bu günlerde iyi bir kitap alın ve kendinizi sayfaların akışına bırakın. Bana
Zamanımızın büyük bir kısmı iş yerinde, iş arkadaşlarımızla geçiyor. Bazen sabahlara kadar çalışıyoruz ve bazen hafta sonlarımızı bile birlikte çalışarak geçiriyoruz. Farklı görüşleri savunuyor olsakta yinede aynı ofisi paylaşıyor ve çalışıyoruz. Bu kadar
Müzik kelimeleri olmayan, duygu ve düşüncenin dili. Ruhumuzun gıdası. Milyonlarca insanın tek ortak noktası. İyi ki var. En ilkel uygarlıktan tutunda en gelişmiş uygarlığa kadar bütün toplumlarda yaşamın bir parçasıdır.  Sevdiğiniz bir müziği
Kıskanmak, hayatımızın neredeyse yüzde seksenini kaplıyor. Kıskançlık yapmadan yaşadığınız bir gününüz var mı? Ya da 5 dakikanız? İşte bu kadar hayatımızın içinde bu duygu. Şimdi diyenler olur, "Yahu Monica o kadar hayatımızda diyorsun,
Günümüzde belkide en çok karşılaşılan bir vak'adır; histrionik kişilik bozukluğu. Yani namı değer drama kraliçesi, gösteriş manyağı, ilgi delisi. Bunlar çoğaltılabilir tabi ki. Bu tarz insan davranışları genellikle kişilik bozukluğu altında kategorize ediliyor.
Dünyadaki en önemli özellik belki de karakter. Ve belki de edinilmesi en zor olan özellik. Herkes gerçekten güzel bir karaktere sahip olamıyor. Karaktersizliğin olduğu noktada da ahlak bir şekilde yok oluyor. Bu ikisinin