Histrionik hastalık

Günümüzde belkide en çok karşılaşılan bir vak'adır; histrionik kişilik bozukluğu. Yani namı değer drama kraliçesi, gösteriş manyağı, ilgi delisi. Bunlar çoğaltılabilir tabi ki. Bu tarz insan davranışları genellikle kişilik bozukluğu altında kategorize ediliyor. Ergenlikte baş gösteren bu bozukluklar, ilerleyen yaşlarda daha çok ortaya çıkmaya başlıyor. Bu gün yazımda size biraz bu hastalığı anlatacağım.

Bu hastalığı yaşayan insanlar etrafından sürekli ilgi bekler ve aşırı duygusal bir durum sergilerler. Çok üzülerek belirtmek zorundayım ki bu hastalık en çok kadınlarda görülüyor. Bazen tek bir kişiden istenen ilgi bazı kadınlarda ise  herkesten bekleniyor. İtiraf edin, sosyal yaşamınızda ilgi görmek için çok garip tavırlar sergiliyorsunuz. Yeterli ilgi göremediğinizde şikayet ediyor, bazen ağlıyor aşırı duygusal tepkiler veriyorsunuz. 


Tıbbi isminin zorluğundan ve akılda kalıcı olmayışından dolayı halk arasında "drama kraliçesi" "ilgi arsızı" ya da "tiyatro oyuncusu" olarak anılıyor. Ve şuan bu küçümsenen hastalık ilerleyen dönemlerinde farklı nörolojik hastalıklara da zemin hazırlayabiliyor. Genellikle aile sevgisinden mahrum kalmış kişilerde fazlası ile görülmekte. Bu yüzden de sevgiyi ve ilgiyi dışarıda arayan bu hastalar hayatlarında inanılmaz acılar yaşıyor ve aslında hayatı olması gerektiği gibi yaşayamıyor.

Mesala düşünün bir ortamdasınız, bu kişinin kim olduğunu anlamak sandığınız kadar da zor olmaz. Şöyle ki; ortamda sadece kendisi ile konuşulmasını, ilgilenilmesini ister ve bunun karşılığını alamayınca da rahatsız olurlar. Hemen ortama müdahale ederler, kısaca şaka yollu ya da ciddi bir şekilde bunu belirtirler. 

Bu hastalığa sahip kişiler hemen sinirlenebilir ve anında çok mutluymuş gibi sahte kahkalar atabilir, sonra da aşırı duygusallığa bürünüp ağlayabilirler. Korkunç dimi? Ama çoğu insana bu normal gelebiliyor. Sorunun derinine inilmeden bu kişilere iyilik niyetinde ilgi gösteriliyor.

Çoğu zaman adeta süper bir tiyatro oyuncusu gibi olay örgüsünü kendi istediği gibi değiştirir ve bunun içinde yalan söylemekten hiç ama hiç vazgeçmezler. Yalan üzerine kurulu bir dünyalarının olduğunu düşünüyorum. Hayatlarını dramatik bir yönden etrafındaki insanlara anlatırlar. Yani var olmayan bir takım olguları varmışçasına ve aşırı duygusal bir şekilde etrafa yansıtırlar. Açıkçası hiçte mutlu olamıyorlar. Gözlemlerim bu yönde. Ne ilgi ne de başka bir şey onları yeterince mutlu edemiyor.

Birçok insanda görmüşsünüzdür, bazen de sırf gösteriş için kendilerini zengin ve lüks bir yaşam içinde vurgulayan tavırlar sergileyebiliyorlar. Tam zıttı. İnsan ya olduğu gibi görünmeli ya da göründüğü gibi olmalı. Ama bu onlar için geçerli olamıyor maalesef. Değişken ruh yapıları nedeni ile inançları bile karşıdaki kişinin inanç ve görüşlerine göre değişebiliyor. Kendilerine has hayalleri ve fikirleri yok. Bu konuda kurak bir çöl gibiler. 

Temelinde anne babanın uyguladıkları davranışlar yatan bu hastalıkta, anne ve baba çocuğa karşı aşırı mesafeli ve ilgisiz ise çocuk ilgiyi dışarıda aramakta, ve bu arayışı da farklı davranışlarla göstermektedir. Bu tarz hastalara uygulanacak en iyi tedavi ise psikoterapidir. Unutmayın her hastalığın bir tedavisi vardır. Önemli olan kabullenmek ve tedavi olmaktır. 

0 yorum