Daha kaç yıldız kayıp gitmeli bir ömürden, bütün dileklerin gerçekleşmesi için... Gerçekleşmeyecek de olsa bir ömre daha kaç dilek sığabilir ki...
Yine dağılıyorum peyder pey, tam toparlandım derken... Yüreğime gelip oturuyor sızısı kaybettiklerimin. En çokta senin. Hiç sahip olamadığım ve belkide olamayacağım senin... Bunu sana yazıyorum canım kızım. Eğer bir gün kavuşursak, ileride okuman
En az bir kere olsun bile demediniz mi? Anlayamadığınız bir güç tarafından çekildiğiniz o insana karşı, "Seni bir yerden tanıyor muyum?" diye.Hiç mi olmadı birini görüp kanınızın ısındığı, kendinizi yakın hissettiğiniz ve gözlerine
Şu son iki aydır, tamı tamına üç tane 'kişisel gelişim' kitabı bitirdim. Sonuncusunu da yeni elime aldım. Sanıyorum ki uzun bir süre roman okumayı bırakıp kendimi kişisel gelişim kitaplarının kollarına bırakacağım. Zor günlerimde
Hiç düşündünüz mü? Özlemek nedir? Nasıl bir şeydir? Uzun zamandır hiç bir harfi aklımdan çıkmıyor bu kelimenin. Her bir harfini içeren sayısız kitaplar okudum, sayısız yerler gezdim anlamını bulabilmek için. Özlemek ki bazen
Bazı zamanlar kocaman bir ağız sizi yutacak gibi hissedersiniz. Yaşadığınız ilişkiler içinde iki kişiymişsiniz duygusunu bir türlü yaşayamazsınız. Gün gelir, 'oburluk' kelimesinin başka bir anlama geldiğini fark etmeye başlarsınız. Bu artık sadece 'iştahlı
Sanskritçe'de ele geçirilemeyen, ulaşılamayan, her türlü şeyden korunmuş, şiddetin asla yaşanmayacağı anlamına gelen Agartha, Tibet ve Orta Asya efsanelerinde Asya'daki sıra dağların içinde bulunduğu öne sürülen ve milyonlarca kişinin yaşadığı bir yer altı
Bugün Beyhan Budak'ın izlediğim bir videosundan yola çıkarak böyle bir yazı yazmaya karar verdim. Özgüven anlam bakımından, kendimiz hakkında ne düşündüğümüz ve kendimizi ne kadar değerli gördüğümüzdür. Eğer kendimiz ile ilgili olumsuz konuşmalar
"Sessizlik, derinlere dalma, yaratıcı insanın eylemidir. Sessiz olmalıdır yaratıcı kişi. Bu sessizlik Kant'ın, Hegel'in anlattığı türde evrenden soyutlanma değildir. Evrenin derinliğine inme, varlık özünde sınırsızlığa varma, yığınların içinde onlardan uzak, yükseklerde, derinlerde yaşamadır.
Dijital oyunlar git gide gerçek dünyayı andıran detaylarla donatılmaya başlandı. Aldatıcı bir gerçeklik sunduğu için, son yıllarda özellikle çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerine odaklanan bir çok araştırma yapıldı. İddia edilene göre bu oyunları
"Üzülme, bir yandan korkun bir yandan umudun varsa iki kanatlı olursun; tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, kilimin tozunu almaktır. Allah; sana sıkıntı vermekle kirini, tozunu alır, niye
Çocuklara sürekli bir şeyler öğretme telaşında olduğumuz için sık sık unutsak da, aslında hayata dair onlardan öğreneceğimiz çok şey var. En önemlisi de, çocuksu gözlerle dünyaya bakabilmek. Hayatta, her şeyi ilk kez görüyormuş
Eğer bir yerde gözyaşların birikmişse yazmaya ihtiyacın vardır, demiş Paulo Coelho. Ne güzel ifade etmiş aslında. Öyle değil midir? Ancak biz yazarak içimizi dökmek yerine, ağlamayı tercih ederiz. Ben ise aynı anda ikisini

Neden Hep Ben?

H.A.
Şubat 09, 2019
Mıknatıs gibi her tersliği üzerinize mi çekiyorsunuz? Batıl inançlarınız yok, çekim yasasına da inanmıyorsunuz ama nedense her zaman aynı şey sizi buluyor ya da her şey üst üste geliyor. "Neden hep ben?" sendromu
"Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" demiş Mustafa Kemal Atatürk.
Her gün ki rutinim aslında onlar. Yapmaktan asla sıkılmayacağım. En keyif aldıklarım. Şuanda olduğu gibi masada bilgisayarımda bu yazıyı yazıyor oluşum, bir yanımda kitabımın ve mis kokulu kahvemin oluşu... Güneş bile aheste aheste
Kendimizi iyi hissedebilmek için hikayelere ihtiyacımız vardır ve bu hikayeler genellikle mutlu sonla biten hikayeler olmaz, aksine bitebilecek en mutsuz son ile biten hikayeler olmalıdır. Şimdi ne diyor bu diyeceksiniz. Neden mutsuz sonla
Bu hayatta ruh eşini bulmanın peşinde olan ve eninde sonunda onunla karşılaşacağına inanan insanlar hala var. Bana sorarsanız bundan biraz şüpheliyim. Yaşadığımız yeri bırakın, üzerinde bulunduğumuz bu dünya da o kadar çok insan
Bir kaç gün önce okuduğum yazıda, çok başarılı iş hayatı olan bir hanımefendi anlatıyordu: "Evlendikten bir yıl sonra eşimle büyük ve önemli problemler yaşamaya başladık. Yaşadığımız bu problemler yaşamamızı ıstırap haline getiriyordu. Bütün
Yaşamım boyunca öğrendiğim her bir bilgiyi insanlarla paylaşmayı seçtim. Bir çoğu bunu aldı ya da bir çoğu önemsemeden geçip gitti. Ama bilgilerimi paylaşma çabalarım hala devam ediyor. Peki ama neden? Çünkü mutlu ve
Bu konu ile ilgili yazdım mı? İnanın hatırlamıyorum... Ancak cümlelerimin içinde çoğu defa geçmiş olabilir. Güvenmek... Birisine güvenmek, güvenebilmek o kişiye verebileceğimiz en narin hediyeyi, yani kalbinizi vermek gibidir. Güven, her insanın sahip

KAR

H.A.
Ocak 05, 2019
Elimde Orhan Pamuk'un Kar'ı, dışarıda sakin sakin yağan kar ve hafta sonu...